Adı: Süleyman

Mesleği: Doktor

Görevi: Belediye Başkanı

Kendisinden randevu talep ediyoruz. "12.45’te buyursunlar." demiş. Mutlu oldum. Zira kendisiyle konuşmak istediğim şeyler vardı. Bazı konularda teşekkür etmem de gerekiyordu.

Harika bir belediyecilik örneği sergiliyordu. Şehir pırıl pırıldı. Vatandaşın her sıkıntısına koşuyor, şehirdeki her etkinlikte bulunmaya çalışıyordu. Sempatik, vakur, yüzünde sürekli ciddi bir tebessüm vardı. Giyim kuşamı ile halktan biri görünümü veriyordu.

Kendisi kitap tanıtım günü ve söyleşime katılmış, yaptığı konuşmasında oldukça olumlu mesajlar vermiş, Adıyamanlıların fedakârlığından, yardımseverliğinden, misafirperverliğinden bahsetmiş, Adıyamanlıları her zaman hayır ile yad edeceğini söylemişti. Bu da gururumu okşamış, kendisine teşekkür etmem gerektiğini düşünmüştüm.  

Saat 12.40’ta Belediye Başkanı makamına gittik. İki bayan daha oturuyordu. Sekreter hanıma kendimizi tanıttık. İki sandalye gösterdi bize oturduk. Başkan beyin toplantıda olduğunu belirtti.  

Bu bende olumsuz bir etki bıraksa da "Hele bekleyelim bakalım." diye düşündüm ki, 12.44’te başkan bey içeri girdi. Çalışan iki üç personeli geçti. Onlara küçük bir tebessüm ile baş selamı verdi. Memurlarda yerinden kımıldamadan aynı şekilde selam verdiler.  

Bizim de oturduğumuz Özel Kalem tarafına girdi. Önce bekleyen o bayanlara sonra bize dönerek hafif bir tebessüm ve baş selamı ile beklemeden odasına doğru yürüdü. Bizler hafif ayağa kalkar gibi yapsak da, odadaki iki bayan ve sekreteri yerinden kımıldamadılar.  

Başkan bey açık olan odasının kapısından girdi ve aynı hızla elinde kolonya şişesi ile geri döndü. "Önce bayanlar" deyip onların eline kolonya döktü. Sonra bizim elimize ve son olarak da sekreterinin eline kolonyayı döktükten sonra bayanları içeri buyur etti. Kapıyı kapatmadan iki dakika kadar bayanlarla konuştu, dışarı çıkıp sekreterine bazı notlar aldırıp onları yolcu etti.

Üç dört dakika beklettiği için özür dileyerek bizleri içeri buyur etti. Kültür, sanat ve edebiyat alanında emek veren bir kişiyi misafir etmekten duyduğu memnuniyeti ifade etti. Konuşması nazik, üslubu sevecen, kendinden emin söylemlerle hitap ediyordu.  

Çok şaşırmıştım. Koskoca bir belediye başkanının koruması, şoförü, özel kalem görevlileri yoktu. Kendini göstermeye çalışan, önünü ilikleyip rükuya varan dalkavuklarda yoktu. Zabıtalar bir birini ezmiyor, müdürler içinde ne olduğunu bile bilmedikleri dosyaları koltuk altına alıp ortalıkta gezinmiyorlardı.

Sizde şaşırdınız değil mi? Valla ben çok şaşırdım. Hani zaman zaman birilerinin "Bizim verdiğimiz yardımlarla geçiniyorlar." dedikleri, sadaka alan bir toplum gibi algıladıkları ama gerçekte onurlu, hür, bağımsız bir ülke olan, hayat standartları ve yaşam tarzı ile medeni bir yaşam süren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Gazimağusa kentinin Belediye Başkanı Doktor Süleyman Uluçay’ı böyle gördüm ben.

Ne diyeyim darısı başımıza… Kalın selametle…

Fahrettin Çelik