Kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, İnsan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler.

Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce.

Bu yazı 19 Ocak 2007 yılında Agos Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

İnsanın kimliği,yaşam tarzı neden bir başkasını rahatsız eder ki ?...

Oysa farklılıklarımız zenginliklerimizdir. insanı başkası değil de kendisi yapan, kendiliğinin sınırlarını belirleyen, bir başkasından farklı olmasıdır.

"Kendi kimliğini ötekinin varlığına göre konumlandırmak hastalıktır. Kimliğini yaşatman için sana bir düşman gerekiyorsa senin kimliğin hastalıklıdır."

Bu ülkede "Adalet" sadece bir isim olarak kaldı. Gökyüzünün maviliğini, kuşların özgürlüğünü, düşüncelerin bağımsızlığını adaletsiz anlayışlara kaptırdığımızdan beri...

Bugün ruh halimiz güvercin tedirginliğinde yine.

Gün gelip adaleti kendin için aradığında,hiçbir şey yapmadan adaletsizliği izlediğin bugün aklına gelsin.

Üzerinden yılllar geçti, yerde yatan ayakkabısında delik olan, üzerine gazete serili görüntü aklımdan çıkmaz,ülkede adalet sistemi bozuk, katil reşit olmadığı için süresini doldurmuş çıkmış ancak bu bir can almasını unutturmuyor, Faşizme inat, kardeşimsin #Hrant...

Bu ülkede güvercin tedirginliğinde yaşamasın insanlar!..

Hrant