Kuçuzing bendeniz. Aslında iks’i kullanmak istemiştim ama klavyede bulamadığım için yazamadım. Hani şu bilinmeyen anlamında kullandığı insanoğlunun. Ben de bilemedim ay ne hoş paradoks değil mi? Seversiniz siz böyle ters köşeleri. Bak bu özelliğinizi bir türlü kavrayamamışımdır hala. Nasıl olur severken öldürürsünüz, her türlü işkenceyi sevmek adına yaparsınız anlamış değilim.

Neyse anlamak zorunda da değilim her şeyi. Gelelim bugüne benim yıllarca ağzıma saldırırım diye taktığınız maske sonunda sizin de gerçek yaşamınızda yer buldu. Küçücük bebeler bile ağızlarında maske ile dolaşır oldu. Eee, etme bulma dünyası ne yaparsınız!

Bak kurgu yapıyorum köpekler üzerinden ama gerisini getiremiyorum yalnızca bugün için. Bakarsın bir gün olur. Neden olmasın! Olur, ama bu kadarı olmaz demeyin lütfen. Motivasyonumu bozmayın. Taktım ben kurgu işine kafayı. Tıpkı’ NYAD’ın yüzmeye olan takıntısı gibi benim de yazı üzerinden kurguya çalışıyor. İzlemek isterseniz tadı kaçmasın diye ipucu vermiyorum. Bana iyi geldi. Bana iyi gelen umarım size de gelir diyelim ve şimdilik kuçuları rahat bırakalım.

Evet, kurguya geri dönecek olursak son zamanlarda kendimle ilgili fark ettiğim bir şey var; o da çok yönlü ilgi alanlarına sahip oluşum. Kendimi bildim bileli bu ‘maymun iştahlı’ etiketiyle bana sunulduğu için kendime bile itirafta zorlanmışım, yeni fark ediyorum. O yüzden kurguda da yaşamımda kısıtladığım gibi kendimi kısıtlamak istemiyorum. Bakalım kendi ritmimde ve zamanımda olması gerekiyorsa olur.

Çok yönlü oluşuma gelince... Örneğin müzikle iç içeliğim varken öyle bir yok sayışa girmişim ki tekrar araştırma alanı oldu benim için. NLP eğitimi gibi. İkisine de emek veriyorum şu sıralar. Geçtiğimiz hafta sonu iki gün yoğun olarak geçen NLP eğitimimizde yine iki sorumuz vardı.

Birincisi:

“En son ne zaman birisinden yardım istediniz? Bu ne içindi?”

İkincisi:

“Sakinliğinizi, diğer herkes kaybederken siz nasıl korursunuz?”

Sizlere de farkındalık kapıları açar mı diye her ikisini de paylaştım ama ben birinci soru üzerinden devam ediyorum yazıma.

En son olarak yardım istediğim kişi yeğenim Kayra oldu. Müzikle ilgili bir kapı açtım demiştim ya, otuz yıl sonra TSM korosuna yazıldım ilçemizde. Repertuvar dolu dolu ve konser tarihi yakın. Panikledim. Önerildiği üzere internet ortamından yararlanabilmek için yeğenimden yardım istedim. Kayıt yapmam ve bedel ödemem gereken bir çözümle geldiğinde ise vazgeçtim. Korkularımı konuyu dağıtmamak adına açmıyorum. Sonunda yeğenim bu bedeli ödeyerek kaydı gerçekleştirdi ve bana da hediye etti.

İlkokulda üç yıl mandolin özel kursu alan ben, lisede de müzik derslerinde üç yıl gitar çaldım. Yetişme çağımda babam pikap almıştı ve bir sürü 45’liklerim vardı çaldığım. O parçalardan çoğu, bu yazıldığım koronun repertuarında var. Ne iş demeyin! Bu hocamızın kendine göre oluşturduğu konseptin birinci bölümünde belli bir makama ait (örneğin bu konserde Uşşak makamı) parçalar yer alırken ikinci bölümde yine belli bir tema üzerinden şova yönelik farklı parçalar seslendiriliyor. Hoşuma gitti. Hele ki benim yetişme çağıma ait 45’ likler ısınmam için bana göre Yüksek Gücümün bir kıyağı diye düşünüyorum. Hayırlısı.

İkinci bölümde o yıllara ait kıyafetler giyebileceğimizi söyledi hocamız. Birinci bölümde de siyah renk zorunlu dedi. Ben oğlum öldüğünden beri karar almıştım siyah renkte kıyafet almıyordum kendime. Uyum sağlamak adına siyah renkte deri pantolon ve üzerine siyah kazak aldım. Hazırlıklar devam ediyor, konser tarihi yaklaşıyor, heyecanım artıyor. Hayırlısı.

NLP çalışmaları da beni korkularımdan özgürleştirdikçe hem kendime hem de çevreme koyduğum katkıların artacağını düşüyorum. Yapmak, deneyimlemek, tekrar üzerinde derinleşmek istediğim o kadar çok şey var ki... Bu benim ‘maymun iştahlı’ olduğumun göstergesi olamaz. Sadece birer geri bildirimdi. Ben çok kişiselleştirerek bu geri bildirimleri kendi kendime ket vurmuşum. NLP ön kabullerinden birinde de bunun altı çiziliyor:

“Başarısızlık yoktur. Sadece geri bildirimler vardır.”

 Açıyorum inşallah kolaylıkla, sevgiyle ve neşeyle tüm attığım düğümleri. El işleri, bilmeceler, yazılar, şarkılar, danslar, öğretiler, oyunlar hepsi birer birer ama birbiriyle uyumlu bir şekilde yaşamımın içinde. Güzel bir sunumla buluşuyor inşallah kurguyla. O karamsar konuşan kafa sesime de diyorum ki:

Olur! Olur! Olur! Bal gibi Olur! Teşekkürler.