Afrika kıtasında bir insanlık dramı yaşanıyor.

 

            Afrika’nın doğusunda yaşanan kuraklık, başta Somali olmak üzere her tarafı hastalık, açlık, susuzluk ve sefalete sürüklemiş durumda.

 

            Çocuklar anne-babalarının kucağında can veriyor. İnsanlar çaresiz, ölüm yanı başlarında.

 

            Televizyonları açmaktan korkar olduk. İnsanların çaresiz bakışları, çocukların bir deri, bir kemik görüntüleri -bir günlük orucun verdiği açlığa rağmen- iştah kesiyor.

 

            Ülkemizde çeşitli kurum ve kuruluşlar yardım kampanyaları başlattılar. Türkiye üstüne düşeni yapıyor belki ama yeterli değil.

 

            Milyonlarca insan salgın hastalıklarla, açlıkla, susuzlukla boğuşurken Ramazan ayını gereği gibi ihya edebilmek o kadar zor ki…

 

            Binlerce kilometre uzaklıkta yaşanan bu insanlık dramı için her insanın yapabileceği bir şeyleri vardır diye düşünüyorum.

 

            Eskilerde olsaydı oralara ulaşmak hiçte kolay olmayacaktı. Bazı kurum, kuruluş veya sivil toplum kuruluşlarındaki yolsuzluklar insanı yardım etmeye engel edebiliyordu.

 

            Ancak şimdi öyle değil. O Kuruluşlar şimdilerde harika işlere imza atıyorlar. Bizlerse oturduğunuz yerden hiç elimizden düşürmediğimiz cep telefonlarımızdan kısa bir mesajla yardım yapabiliyoruz.

 

            Birçok güvenilir siteden on-line yardım yapabiliyoruz. Başbakanlık, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kızılay gibi kurum ve kuruluşların yanı sıra daha birçok yardım kuruluşu, dernek ve vakıflar çeşitli bankalarda hesaplar açmış bulunmaktadırlar. Bu hesaplara yardım yapılabiliyor.

 

            Yardım yapmamıza engel olacak hiçbir mazeret yok. Afrika’da yaşanan sefaletten belki de bir çocuğun kurtuluşuna vesile olmak bu kadar kolay.

 

            Somali, Kenya ve Etiyopya`da milyonlarca kadın ve çocuk salgın hastalıklarla birlikte aç yatarken tok yatmak Müslüman’a yakışmaz.

  

            Çok değil. Her evden bir çorba parası çıkarsa, yakınlarımıza verdiğimiz fitrelerimiz kadar bir miktar gönderilirse Afrikalı kardeşlerimize bir tabak yemek, bir bardak su ikram etmiş olacağız.

 

            Müslümanlar; Yardımlar yerine ulaşmıyor, onları sömürenler nerede, birileri zaten yardım edecektir, benim vereceğim 5 liradan ne çıkar yanılgısına düşmemelidirler. Bu tür düşüncelerin şeytanın oyunu, vesveseler olduğunu unutmamalıyız.

 

            Ramazan ayında bu durum belki de, bizim için bir fırsattır. Belki de, göndereceğimiz bir sms kurtuluşumuza vesile olacaktır. Bu kadar hayırlı bir iş yapma fırsatını bir daha yakalayamayabiliriz.

 

            Veren el olduğumuz için şükretmeliyiz. Allah korusun, ya onların yerinde bizler olsaydık. Yardım etme yerine, ya yardım bekliyor olsaydık. İnsanlık öldü mü, nerede bu Müslümanlar diye haykırmayacak mıydık.

 

            Sofrada bir çocuğumuz yemeği beğenmediğinde ne diller döküyoruz. Çocuğa çeşitli alternatifler sunuyoruz. Biraz az yemek yese yüreğimiz nasıl da sızlar.

 

            İşte Afrika’daki çocuklarda anne babalarının kuzuları. Bu çocukların anne babaları da yürek taşıyor. Bırakın yemek beğendirmeyi, elleriyle çocuklarını toprağa veriyorlar.

 

            Vicdanımızı rahatlatacak bahaneler aramayalım. Vicdanımızı rahatlatacak yardımlar yapalım.

 

            Yazılacak çok şey var.

 

Ama yazmayı bırakıyorum.

 

Daha çok geç olmadan, sizlere zaman kaybettirmemek için yazıma son veriyorum.

 

Bir mesaj lütfen… Bir çorba parası… Beş lira…

 

Rabbim dua ve yardımlarınızı kabul, amellerinizi makbul etsin. 15.08.2011

 

 

Fahrettin Çelik

www.samsathaber.com