Empati; Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma!
başkasının duygularını anlama, bu paylaşma ve başkasının davranışlarının arkasındaki motivasyonu içselleştirebilme yeteneğidir diye de geçer.
Empati, insan olmanın temelidir. Aynı dili konuşmak, aynı dine inanmak, aynı görüşü savunmak değildir önemli olan. Asıl önemli olan, bir başkasının duygusunu, düşüncesini, acısını ya da sevincini anlamaya çalışmaktır. Çünkü empati kuramadığın sürece ne dinlersin, ne anlarsın, ne de gerçekten “yanında” olabilirsin.
Her birey farklıdır; doğduğu yer, yetiştiği kültür, yaşadığı deneyimler ve inançlarıyla biriciktir. Bu farklılıklar bizi ayrıştırmaz, tam tersine zenginleştirir. Alevisiyle,Sünnisiyle, Türküyle,Kürdüyle, Çerkeziyle birlikte bu coğrafyanın bir bütünüyüz, birlikte güçlüyüz. Farklılıklar çatışma nedeni değil, birlikte yaşamın güvencesidir. Ne çıkar senin gibi düşünmüyorsam? Ya da ne çıkar benim gibi hissetmiyorsan? Önemli olan bu farklılığı bir tehdit değil, bir fırsat olarak görebilmektir.
Toplumsal barışın, huzurun ve adaletin yolu empatiyle başlar. Empati, farklılıkları anlamanın, saygı duymanın ve birlikte yaşamanın anahtarıdır. Ötekileştirmeden, kutuplaştırmadan, “ben” değil “biz” diyerek hareket etmeyi öğrenmek zorundayız. Unutma, empati kurmadığın sürece karşındakinin insan olduğunu bile fark edemezsin. Ve işte o zaman, hiçbirimiz gerçek anlamda anlaşamayız. Hep söylerim "biz gökkuşağının renkleriyiz" diye...
Mesele insanca yaşayabilmek, yoksulluğu bitirmiş bir ülke olmak, gençleri umutlu, herkesin kendini güvende hissettiği kadınların, çocukların öldürülmediği bir ülke olabilmek. İşte bunun mücadelesini hep birlikte verelim. Mesele empati kurabilmek, mesele onurluca, eşitçe ve huzur içinde yaşayabilmektir. Bu mücadele hepimizin ortak sorumluluğu.