113’ü kadın, 257’si erkek toplam 370 avukatın bulunduğu Adıyaman ilinde 1621 kişiye bir avukat, bu arada toplam 137138 avukatın bulunduğu ülkemizde ise 606 kişiye bir avukat isabet ettiğini 5-6 ay önce ulusal basında okumuştum.

İyi uygulama örneklerini maalesef çağımızdan değil de daha çok İslam tarihinden verebildiğimiz “adalet”in üç ana unsuru olan iddia, savunma ve yargıdan; savunmanın temsilcisi konumundaki “avukat” denildiğinde ilk akla gelen serbest “bağımsız ofis sahibi avukat” olmasına karşın günümüzde ekonomik koşulların elverişsizliği veya diğer ihtiyaçlar nedeniyle özellikle büyük kentlerde, bir kısım avukatın “işçi avukat” sıfatıyla aylık veya aylık+primli olarak bir “işveren avukat”a bağlı çalıştığına çokça rastlanır.

İlimizde de, “Bağımsız ofis sahibi” avukatlardan giderlerini karşılayacak derecede gelir elde edemeyenler olabileceği gibi çok az sayıda “işçi avukat”lara da rastlanabilir.

Kurum avukatlığına gelince, kadrolu avukat çalıştıran kurumlardan biri de Adıyaman Belediyesi’dir. Edindiğim bilgiye göre belediyede önceleri iki avukat olmasına karşın birinin noterliğe geçmesi nedeniyle en az bir yıldan beri bir tek avukat görev yapmaktadır. Evet, evet, yanlış okumadınız, yanlış ta yazmadım. Bir tek avukat!

Kamulaştırma, iş, kira ve ihale sözleşmeleri, fesih, imar planı iptali, el atmanın önlenmesi, alacak, tazminat ve özellikle en az son altı yıldan beri sürekli dilden düşmemekle birlikte maalesef henüz bir çivi dahi çakılamayan kentsel dönüşümden doğan ve doğacak davalar ile gerek davacı, gerek davalı olarak dava, savunma, itiraz, istinaf ve temyiz hazırlıklarının ve bunlarla ilgili satır satır incelenmesi gereken tomar tomar dosyaların, belediye avukatlarının iş yükünü artırdığı ve bundan sonra daha da artıracağı kaçınılmaz bir gerçektir. Bu nedenle merkez ilçe nüfusunun en hafif ihtimalle %1’inin belediye ile davacı veya davalı olduğunu varsaydığımızda aktif olarak en az 3000 kişiyle ilgili davalarda belediye avukatının görev yapma zorunluluğu ortaya çıkar. Gerçek sayı, belediye tüzel kişiliğini her dava dosyası için ayrı bir kişi sayarak yapılacak realist bir sayımla bulunabilir.

Öte yandan Adıyaman ili genelinde bir serbest avukata isabet eden kişi sayısının ortalama 1621 olması, her avukatın en az 1621 kişinin tamamına aynı anda aktif olarak hizmet ettiği anlamı taşımaz. Keza merkez ilçe nüfusunun 300 bin olması, Belediye Hukuk İşleri Müdürlüğünün 300 bin kişinin tamamına aynı anda aktif hizmet ettiği anlamı da taşımaz. Ancak bu sayı, belediyenin iş yoğunluğunu göstermesi açısından çok, hem de çok çok önemlidir.

Bu nedenle Belediye Başkanı Süleyman Kılınç ve yardımcıları, bu eksiği görerek acilen kurumda en az iki veya üç genç avukat istihdamı sağlamalıdır. Aksi takdirde bir an için bırakalım savunma ve cevap dilekçelerinin hazırlanmasını, gün veya saat farkı ile cevap, itiraz veya temyiz gibi hak düşürücü sürelerin kaçırılması bile kaçınılmaz olduğu gibi bunun sorumluluğu da, vebali de ağır olur. Sırf bu nedenle avukata yönelebilecek görevi ihmal veya görevi kötüye kullanma gibi iddialar ise zaten ayrıca bir vebaldir. Bundan da en fazla zarar görecek önce Adıyaman halkı, sonra Başkan Kılınç ve ondan sonra da diğer yetkililer olur. Ayrıca bu takdirde 3-4 büro personeli olsa bile tek avukattan, her davaya sarf etmesi gereken “özen yükümlülüğü”nün beklenmesi ütopya olur. Özensiz işin, her somut olayın özelliği dikkate alınmaksızın günümüz bilişim teknolojisindeki deyimle, “kopyala-yapıştır” iş olmasının yanında “yasak savma” kabilinden yapılan “kara düzen” iş olduğunu söylemek kehanet sayılmaz.

Belediyenin, haklı olduğu bir davayı kaybetmesi veya dava açmaması veyahut iş yoğunluğundan açamaması demek, yalnızca kurum avukatının veya Başkan Kılınç’ın değil, 300 bin kişinin tamamının kazanılmış veya kazanılabilecek haklarını kaybetmesi, kaybettirilmesi demektir.

Bunun hesabı belki siyaseten verilebilir, ancak vicdanen çok zor verilir…

Hem bu dünyada, hem Hakk dünyada…

Mustafa Işıldak

14.06.2021

[email protected] 0532-422 95 28