Bunları geç, normaldir.
Bunlara sıra gelinceye kadar…
Bu kadar hata kadı kızında da var.
Bunları yapsınlar, daha büyük yolsuzlukları yapmasınlar.
Ben olsam da ben de yaparım.
Sen olsan, sen de yaparsın.
Bal tutan parmağını yalar.
Bunların lafı bile olmaz.
Bunları yapmazsan bu koltuklarda oturamazsın, sen de mecbur yaparsın.
Demesi kolay, sen bu işleri bilmiyorsun; bunlar rutin şeyler.
Sen bilmiyorsun, bunları yapmayan yok.
Siyasetten sen hiç anlamıyorsun.
Bunları yapmayacaksan böyle görevlerde bulunmayacaksın.
Bu işlerin doğasında var.

İşte bütün bu cümleler, yolsuzluğun normalleştirilmesine hizmet eden sinsi söylemlerdir. Oysa yasalarda yeri olmayan, milletin hakkı olan kamu kaynaklarının keyfî ve kişisel amaçlarla kullanılması ne vicdanen ne hukuken meşrudur.

Halkın Malı, Babalarının Mirası Değildir

Şimdi, “muhasebeci işgüzarlığı” ile resmileştirilmeye çalışılan bazı kalemlere bakalım. Bu harcamalar, milletin vergisiyle oluşan kamu bütçesinden çıkmakta; hizmet olarak vatandaşa gitmesi gerekirken, birilerinin keyfine harcanmaktadır.

Yapılan harcamaları minimum, çok düşük tutarlarla hesaplayalım.

Temsil, Ağırlama ve Tören Gideri Adı Altında Harcamalar

Eşine, dostuna, akrabaya yedirilip içirilen yemek faturaları:
• Aylık: 200 porsiyon
• Porsiyon bedeli: 500 TL
• Toplam aylık minimum: 100.000 TL

Tören, ağırlama ve temsil gideri adı altında çelenk, çiçek gönderme:
• Aylık: 100 etkinlik
• Çelenk/çiçek bedeli: 2.000 TL
• Toplam aylık minimum: 200.000 TL

Makam Aracını Özel İşlerde Kullanmak

Makam aracıyla yapılan özel işler:
Düğün, taziye, ev ziyareti
• Şahsi misafir götürme/getirme
• Hasta, asker, öğrenci ziyareti

• Eşinin, çocuğunun özel ihtiyaçlarını karşılama
• Keyfî gezme tozma
Toplam aylık minimum: 50.000 TL

Sosyal Tesislerde Keyfî Tüketim

Kurumun sosyal tesislerinde:
• Eşe, dosta, çocuğa sağlanan çay, kahve, meyve, çerez, atıştırmalıklar
• Toplam aylık minimum: 50.000 TL

Sosyal Yardım Görünümlü Hediyeler

“Sosyal yardım, temsil, ağırlama” adı altında:
Hasta ve ev ziyaretlerinde
• Şahsi misafirlere verilen yöresel hediyeler (fındık, fıstık, tatlı, halı, kilim vs.)
• Toplam aylık minimum: 100.000 TL

Eğitim, İşbirliği ve Tanıtım Harcamaları

Zorunlu olmadığı hâlde, zorunluymuş gibi yurt içi, yurt dışı gezileri için gösterilen:
• Yurtiçi/yurtdışı “dış ilişkiler ve proje giderleri”
“Eğitim, işbirliği ve tanıtım” adı altında harcamalar
• Ayrıca yolluk ve harcırah alınması
• Toplam aylık minimum: 100.000 TL

Aylık Toplam: 600.000 TL

Bir de bunların:
Yardımcıları
• Birim müdürleri
• Akıl hocaları
• “Kitabına uyduran” muhasebecileri…

“Baş yaparsa, ben de yaparım” diyerek aynı yolsuzlukları sürdüren kişiler vardır. Bu alt kademe yöneticilerin harcamaları da dahil edildiğinde:
• Ek harcamalar: minimum 600.000 TL

Bu yapılan hesaplamalar, neredeyse en düşük bütçeli kuruluşlar için minumum şekilde hesaplanmıştır.

Bütçe geliri ,çok daha yüksek olan kuruluşlarda,bu rakamlar milyonları,milyarları bulmaktadır.

Yalan Temsiller, Sahte Faturalar

Yapılan bu harcamalar şahsi olduğunda yasa ve kanunlara aykırıdır:
Ne burada tören yapılmıştır,
Ne temsil edilmiştir,
• Ne de adil bir sosyal yardım gerçekleştirilmiştir.

Burada sadece keyif yapılmıştır.

Gerçek olan tek şey: resmiyeti tamamlamak için kesilen sahte faturalar. Sonra da:
• Araştırmadan,
• Sorgulamadan,
İşgüzar muhasebeciler tarafından resmiyete uydurulmuş işlemler.

Gerçek Bir Toplumsal Çürüme

Esas yanlış; bunları görüp normalmiş gibi kabul etmektir.
Bu harcamayı sıradan bir şeymiş gibi:
Görmek,
• Benimsemek,
• Savunmak…

Olağanüstü yanlışa giden en tehlikeli adımdır.
Bu, toplumsal çürümenin gerçek boyutudur.

Hiçbir gelişmiş ülkede, böyle normalleştirilmeye çalışılan yolsuzluklar yoktur.

Devlet Hakkı ve Hz. Ömer’in Mumu

İşin en ilginç yanı; bu saltanatı süren yetkililerin:
• Eşi, dostu, akrabası, destekçisi,
“Her şeyine kefilim, bir kuruş bile yemez” diyerek ahkâm kesmesidir.

İşin en acı yanı da budur.

O zaman adama sorarlar:
Hz. Ömer’in devlet yönetimindeki mum meselesini, mescitlerde hocalarımız anlatırken ağlayan bizler, demek ki timsah gözyaşı döküyormuşuz.

Son Söz

Devletin bir A4 kâğıdı bile:
Bilerek,
İsteyerek,
Yerine koymadan,
Şahsi iş için kullanılıyorsa;

Bu, milyarlık vurgunla eşdeğerdedir. Çünkü kişinin elinde güç olsa, bu mantıkla daha büyük yolsuzluklar yapabileceği zaten ortadadır.

Yaptırım Olmadan Temizlik Olmaz

Varsa bu yolsuzlukları yapan, normalleştirmeye çalışan yetkililer;
Şikâyete,
• Dilekçeye,
• Suç duyurusuna gerek kalmadan

Bu yolsuzlukların bedeli ödetilmelidir.

Varsa Eğer…

86 milyonun hakkını:
Babalarının malı gibi yiyen,
İçen, harcayan,
• Düğün dernek gezen,
• Makam sahibi yetkilileri,

Devletimiz:

• Gereken hesabı soracak
Görevlerinden alacak,
Ve bu çürümeye dur diyecek kudret ve kararlılığa sahiptir.