Kılıçdaroğlu, açıklamasında mevcut iktidarı sert bir dille eleştirerek, Türkiye’nin “tek adam rejimi” altında tüm demokratik mekanizmalarını yitirdiğini ifade etti ve sine-i millet seçeneğini CHP için bir çıkış yolu olarak vurguladı.

Kılıçdaroğlu, paylaştığı açıklamasında yargı bağımsızlığı, özgür basın, denetleme mekanizmaları ve siyasi temsil özgürlüğü gibi demokratik değerlerin tehdit altında olduğunu öne sürdü. Özellikle muhalif siyasetçilere ve yerel yönetimlere yönelik baskı politikalarının arttığını belirten Kılıçdaroğlu, bu süreci “milletin iradesine darbe” olarak nitelendirdi.

“Karşımızda emperyal güçlerin etkisi altına alınmış, tüm yetkileri elinde bulunduran bir yapı var. Yasama işlevsiz hale getirildi; yargı ve yürütme tamamen iktidarın emrine girdi. Tek adam yönetimi ile yaratılan bu sistem, hukuku ve demokrasiyi yok sayıyor. Bu yapıya karşı sine-i millete dönerek, halkla yeniden buluşmak zorundayız.” dedi.

Kılıçdaroğlu, bu ifadesiyle sine-i millet yani “millete dönmek” anlamına gelen siyasi protesto yöntemini işaret etti.

Sine-i Millet Nedir? Türkiye Siyasetinde Ne Anlama Geliyor?

Türk siyasi tarihinde “sine-i millet” tabiri, siyasi partilerin topluca istifa ederek halkın oyuna başvurmasını ve yeniden seçim talep etmesini ifade eder. Bu terim, siyasi bir protesto ve yeniden meşruiyet sağlama aracı olarak önemli bir yere sahiptir. Özellikle olağanüstü dönemlerde muhalefet partileri tarafından sık sık gündeme getirilen sine-i millet, siyasi ve hukuki olarak bazı zorluklar içerdiği için Türkiye’de bugüne kadar uygulanmamıştır.

Sine-i millet, Arapça kökenli “sine” kelimesinden türemiş olup “millete dönmek” anlamına gelir ve siyasi partilerin yönetim politikalarını protesto amacıyla Meclis’ten çekilerek halkın onayına başvurmasını ifade eder. Bu yöntemin, muhalefet partileri tarafından geçmişte de gündeme getirilmiş, ancak uygulamaya geçirilmemiş olması, Türkiye’de sine-i milletin henüz işlevsel bir seçenek haline gelmemiş olduğunu göstermektedir.

Türkiye’de Sine-i Millet Tartışmaları

Türkiye’de geçmişte de çeşitli partiler tarafından gündeme getirilen sine-i millet, halkın iradesine başvurarak hükümete karşı güçlü bir protesto oluşturmayı hedefler. Ancak, bu talep bugüne kadar hiçbir siyasi parti tarafından tam anlamıyla hayata geçirilememiştir. Sine-i milletin hayata geçirilmesi için Meclis’teki milletvekillerinin istifalarının TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilmesi gerekmekte ve bu durum uygulamanın önündeki en büyük hukuki engellerden biri olarak değerlendirilmektedir.

2007’de CHP’nin Sine-i Millet Tartışmaları

CHP, 2007 yılında AK Parti hükümetine yönelik eleştirilerini daha güçlü bir şekilde dile getirmek amacıyla sine-i milleti gündemine almış, ancak bu girişim o dönemde çeşitli iç ve dış dinamikler nedeniyle uygulanmamıştı. CHP, sine-i millet seçeneğini halkın desteğini almak ve hükümetin yönetim politikalarını protesto etmek için kullanmayı düşünmüştü, ancak bu adım o dönemde yalnızca bir tartışma olarak kaldı.

2015 ve 2019’da HDP’nin Sine-i Millet Çağrıları

Halkların Demokratik Partisi (HDP), özellikle kayyum atamaları ve siyasetçilere yönelik yargı süreçleri nedeniyle 2015 ve 2019 yıllarında sine-i milleti gündeme getirmişti. HDP, bu dönemde TBMM’den çekilme ve sine-i millet yapma seçeneğini halk iradesine dönmek amacıyla kullanmayı düşünmüştü, ancak Meclis’te kalıp taleplerini dile getirme yolunu seçerek bu kararı uygulamaktan vazgeçmişti.

Kılıçdaroğlu’ndan Sine-i Millete Geri Dönüş Çağrısı

Son dönemde Türkiye’de siyasi partilerin hükümete karşı güçlü bir protesto aracı olarak sine-i millete başvurması gündeme gelirken, Kılıçdaroğlu’nun sine-i millet çağrısı, mevcut yönetim politikalarına yönelik kapsamlı bir eleştiri olarak değerlendiriliyor. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi durumu şu sözlerle ifade etti:

“Bugün, halkın oylarıyla seçilmiş siyasetçilere yönelik kayyum uygulamalarıyla demokrasimiz zedelenmektedir. Muhalif siyasetçiler, aydınlar, gazeteciler, öğrenciler, ve toplumsal hareketler üzerinde baskı artmıştır. Bu baskıların yalnızca yerel yönetimlerde değil, genel olarak Türkiye’nin demokrasi yapısına karşı bir tehdit olduğunu düşünüyoruz.”

Kılıçdaroğlu’nun sine-i millet açıklaması, Türkiye’de hukukun üstünlüğü, insan hakları ve siyasi temsilde yaşanan sorunlara karşı bir tepki olarak gündeme geldi. Kılıçdaroğlu, milletin iradesini hiçe sayarak yapılan müdahaleler karşısında meşru bir direniş yöntemi olarak sine-i milleti savunarak, CHP’nin bundan sonraki süreçte halkın doğrudan desteğini almayı hedeflediğini belirtti.

Sine-i Millet Türkiye’de Neden Uygulanmadı?

Türkiye’de sine-i millet uygulamasının bugüne kadar uygulanamamış olmasının birkaç temel nedeni vardır:

Milletvekili İstifasının Meclis Onayına Bağlı Olması: Türkiye’de bir milletvekilinin istifası, TBMM Genel Kurulu’nun onayını gerektirdiği için toplu istifaların kabul edilmemesi durumunda sine-i millet sınırlı kalabiliyor. Bu durum, sine-i milletin Meclis dışına çıkamaması anlamına geliyor.

Siyasi Risk: Sine-i millet, partinin Meclis’teki temsil gücünü zayıflatma ve halk desteğinde kayıplar yaşama riski taşır. Muhalefet partileri, Meclis içinde kalmanın daha güçlü bir siyasi duruş sağladığını düşünerek sine-i millet yerine parlamentoda mücadeleye devam etmeyi tercih edebiliyor.

Hukuki Altyapı Eksiklikleri: Türkiye’de sine-i millet uygulamasının doğrudan ve etkili bir siyasi protesto olarak kullanılması için hukuki altyapı ve anayasal düzenlemelerde değişiklik yapılması gerektiği ifade ediliyor.

Sine-i Millet Tartışmasının Geleceği

Bahçeli: Terörün bitmesi milli ülküdür Bahçeli: Terörün bitmesi milli ülküdür

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları, Türkiye’de muhalefet partilerinin siyasi protesto yöntemleri üzerinde yeni bir tartışma başlattı. Sine-i millet, Türkiye’de bugüne kadar uygulanmamış olsa da, Kılıçdaroğlu’nun açıklamasıyla birlikte siyasi arenada yeniden gündeme gelmiş durumda. Kılıçdaroğlu, sine-i milletin halk iradesine dönüşü sağlamak ve demokratik meşruiyeti yeniden kazanmak için bir seçenek olarak görülmesi gerektiğini savundu.

Sine-i millet, Türk siyasi tarihinde her ne kadar kullanılmamış bir yöntem olsa da, bu tartışma, demokrasinin korunması ve halk iradesinin ön planda tutulması açısından önem taşıyor. Kılıçdaroğlu, bu adımın halkın desteğiyle CHP’nin siyasette daha güçlü bir duruş sergilemesi için bir araç olarak kullanabileceğini belirtti.

Kaynak : PHA

Kaynak: rss