Bazıları için hayat;

konfor,

tatil,

gölgede

limonata içmektir.

Bazıları içinse hayat; bir başkasının nefes alabilmesi için kendi nefesinden vazgeçmektir.

Bazen bir insan, vatanı için öyle şeyler yapar ki artık söylenecek söz kalmaz.

Çünkü “ölümüne görev” yapanlar, sözün değil, eylemin adıdır…

Vatan için ne yapılır denirse; onlar vatan için yapılması gerekeni fazlasıyla yaptılar… Ötesi yok!

Muharrem Can – 42 Yaşında | TUSAŞ Baş Mühendis – AKUT Gönüllüsü

Güzel bir işi vardı,

İyi bir kariyeri vardı,

Gece gündüz demeden devletimizin ulusal güvenliği için TUSAŞ’ta azimle çalışıyordu.

Biraz yoruldum,

Gencim,

Gezeyim,

Tozayım,

Denizde yüzüp,

Şöyle bir şezlonga uzanayım,

Taze sıkılmış portakal suyunu keyifle içeyim,

Şezlongda etrafı seyredeyim diye düşünüp,

Bu sıcaklarda biraz tatile ihtiyacım var demedi.

Ne dedi?

Kurtuluş Savaşı’nda kınalı kuzuların kurtardığı bu yeşil vatana, ben de bu emanete gücüm nispetinde sahip çıkacağım dedi.

Öyle de yaptı.

İlk önce 6 Şubat depremine koştu,

Sonra da gelecek nesillere kurak bir vatan bırakmamak için yanan ormanı söndürmek üzere gönüllü olarak koştu.

En büyük fedakârlığı yaptı, şehit oldu.

Bayram Eren Arslan – 25 Yaşında | AKUT Gönüllüsü

Yüreği;

doğa sevgisi,

insan sevgisi ile doluydu.

Yaşıtları;

Evde ailelerine trip atarken,

Aileleri bir ekmeğe gönderemezken,

"Niye bizim şunumuz yok, bunumuz yok?" derken,

Çalışma hayatını hangi iş kolunda sürdüreceğini daha aklından geçirmemişken,

Ailelerini strese sokarken,

Bu sıcaklarda don gömlek,

klima ve vantilatörün karşısında su içmeye bile üşenirlerken;

O ne yaptı gencecik yaşında?

"Yaratılanı Yaradan’dan ötürü seviyorum" diyerek 6 Şubat depreminde koştu, Adıyaman’a geldi.

Bir ay o karda, kışta, soğukta hiç tanımadığı insanlar için mücadele etti.

Babasının ısrarı ile bir ay sonra ailesinin yanına döndü.

Elleri ve tırnakları mosmordu.

2-3 gün durduktan sonra babası daha fazla tutamadı, tekrar deprem bölgesine gitti.

Doğayı çok seviyordu.

Bu sefer "orman yanıyor" dediler.

Hiç düşünmeden, yeşil vatanı korumak, gelecek nesiller için emanete ihanet etmemek için koştu.

Bu sefer;

Yaşıtları sahilde, gölde, havuzda, evde, tatilde serinleyip yüzerken,

O, yeşil vatanı kurak bir vatan yapmamak için gözünü kırpmadan gitti.

Son telsiz konuşması: “Halkı boşaltıyorum.” dedi.

Sonra haber alınamadı.

Şehit olmuştu.

Adıyamanlı yetkililere çağrımdır:

Bayram Eren Arslan’ın ismi bu şehirde yaşatılmalıdır.

O gençliğe örnek bir vefa anıtı olacaktır.

Alperen Özcan – 22 Yaşında | Üniversite Öğrencisi – AKUT Gönüllüsü

Üniversite öğrencisiydi,

Aynı zamanda gönüllü olarak, yardım kuruluşlarında gencecik yaşında ön saflardaydı.

Babası anlatıyor:

“Yangına gideceği gün toplanma merkezine ben götürdüm.

‘Baba, beni bırakır mısın?’ demişti.

Gitmemesini söylemiştim.

O da orada olması gerektiğini söyledi.

‘Götürmezsen taksiyle gideceğim’ dedi.”

Babası bırakmak zorunda kaldı.

Ve gitti.

O yangında şehit oldu.

Tekin Enes Sarıyıldız – 24 Yaşında | Gazi Üniversitesi Öğrencisi – AKUT Gönüllüsü

Üniversite öğrencisiydi.

Doğayı seviyordu, canlıları seviyordu.

Yıllardır, 18 yaşından itibaren, o gencecik yaşında yardımdan yardıma koşuyordu.

Babası, son gönüllü olarak gittiği orman yangını için karşı çıkmış.

O da: “Baba, sen hiç yanan ormanlardaki canlı sesini duydun mu?” dedi.

Ve gitti.

Şehit oldu.

İlker Onarıcı – 54 Yaşında | Emekli Bankacı – AKUT Gönüllüsü

Emekli olmuştu.

“Bu dünyada insanlık için yapılacak çok iş var.” diyordu.

Bankacıydı,

Sigortacıydı,

Aikido eğitmeniydi.

İmkanı vardı,

gezip,

eğlenip,

tatil yapıp,

kahvede oyun oynayıp bir çay parası için tatlı bir münakaşa yapabilirdi.

Ama bunları yapmadı.

Ne yaptı?

İzmir depremine gitti,

Maraş depremine gitti.

Maraş’ta 3 gün aç susuz tamı tamına 17 can kurtardı.

Gözünü kırpmadan bu sefer orman yangınına gitti.

Şehit oldu.

Kahramanmaraş yetkililere sesleniyorum:

Bu şehit unutulmamalı ,adı bir vefa tabelasına kazınılmalıdır.

5 Daimi Kadrolu Orman İşçisi

Çalışma odalarında;

Kışın sıcaktan, yazın serinden,

Uykusu gelen, bir ara gözünü açıp,

Gelen misafirlerle, “Vatan kurtarma” edebiyatı ile ahkâm kesen boş beleş birçok çalışana inat…

Görevini ölümüne yapıp ve bu görev neticesinde ölen beş kahraman, bu yeşil vatan için nasıl şehit olunur, göstermiş oldular.

Kimdi bunlar?

Vazife uğruna can verenler: Kahraman Kadrolu Orman İşçileri

Onlar görevini ölümüne yapan kahramanlardı:

- Tolunay Kocaman – 28 Yaşında

- Hilmi Şahin – 23 Yaşında

- Sercan Utmi – 26 Yaşında

- Enes Kızılyel – 30 Yaşında

- Eyüp Dereli – 37 Yaşında

Hepsi de kadrolu orman işçisiydi.

Ve hepsi de şehit oldu.

“Vatan için toprağa düşenin, adı ne unutulur ne unutturulur.”

Son Söz

Bugün biz rahat evimizde oturabiliyorsak,

Çocuklarımız yemyeşil ormanlarda koşabilecekse,

Denizlere bakarken içimiz ferahlıyorsa…

Bu, göğsünü alevlere siper eden bu insanların sayesindedir.

Vatan için ne yapılır denirse… yaptılar. Ötesi yok.

ŞEHİT OLDULAR.