Aslında olay bağıra bağıra geliyorum diyordu.

Görüntüler izlendiğinde daha cenaze namazı başlamadan küçük bir grup tarafından "ufak tefek" protesto sesleri yükseliyor.

Fakat bu gruba hiç müdahale edilmiyor, seyirci kalınıyor.

Bundan cesaret alan grup daha da pervasızlaşarak sesini yükseltmeye devam ediyor.

Derken olay artık saldırı veya protesto boyutunu aşıp "Linç" girişimine dönüşüyor.

Güvenlik güçleri hala ciddi bir müdahalede bulunmuyor. 

Sardırgan grup o kadar azgınlaşıyor ki Sayın KILIÇDAROĞLU'na "Tokat" atacak boyuta geliyor.

CHP liderinin makam aracında cam çerçeve kırılıp tahrip ediliyor.

Sayın KILIÇDAROĞLU "Zar-zor" bir eve "kapatılıyor".

Bırakın kalabalığın dağıtılmasını; Adamlar evin etrafını sarıyor ve  "evi yakın" sesleri yükseliyor.

Ve Ülkenin ana muhalefet partisi lideri tam 2 saat bu evden çıkarılamıyor.

Eski Genel Kurmay Başkanı, yeni MSB bakanı Sayın Hulusi AKAR saldırganlara  "Arkadaşlar" diye hitap edip "mesajınızı verdiniz, amacınıza ulaştınız artık yeter dağılın" diyebiliyor.

Peki bu saldırganlar kaç kişi olabilir?

50 , 100, 200 kişi mi?  Olamaz da haydi diyelim 500 kişi olsun.

82 Milyonluk bir ülkede 500 kişi Ana muhalefet liderini 2 saat boyunca nasıl oluyor da bir eve "Hapsedebiliyor" ?

Ülkemizin , Koskoca Türkiye Cumhuriyetinin bu konularda uzman güvenlik kuvvetleri yokmudur ? Gerçekten yoksa vay halimize..

Daha ilk başta cenaze namazı başlamadan önce "bağırıp çağıran" o küçük gruba anında müdahale edilseydi olay bu boyuta gelir miydi?

Şimdi yapılması gereken bu olayın perde arkasını aydınlatmak olmalıdır.

Bu kişiler neden böyle "Dinamit" haline gelmişler, Sayın KILIÇDAROĞLU bu kişilere hangi kötülüğü yapmıştır ki bu eyleme geçmişler?

Bu NEFRET DİLİ böyle daha ne kadar devam edecek?

Yazık değil mi Ülkemize..