Uzun zaman oldu dış politika ile ilgili yazılar yazmayalı. İç politikada yaşanan sorunlar dış politika ile ilgili gelişmeleri, ülkemiz için olası tehlikeler gözardı edilemez.
 İsrail'in İran'a yönelik son saldırısı, Orta Doğu'da uzun süredir devam eden gerilimlerin tehlikeli bir tırmanışını temsil ediyor.

Neden İsrail İran'ı Vurdu?

13 Haziran 2025'te İsrail, İran'ın nükleer tesislerine ve üst düzey askeri yetkililerine yönelik geniş çaplı bir hava saldırısı düzenledi. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, bu operasyonun amacının İran'ın nükleer ve balistik füze kapasitesini etkisiz hale getirmek olduğunu belirtti. Bu saldırı, İran'ın nükleer programının neredeyse tamamlandığı yönündeki endişelerin artması ve diplomatik görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından geldi. 

Orta Doğu'da Neler Oluyor?

İsrail ve İran arasındaki gerilim, son yıllarda karşılıklı saldırılarla daha da arttı. 2024 yılında İsrail'in Şam'daki İran konsolosluğunu hedef alması ve İran'ın buna misilleme olarak İsrail'e yüzlerce füze ve insansız hava aracıyla saldırması, çatışmanın doğrudan bir hal almasına neden oldu. 
Durum böyleyken, 
 İran İsrail'in saldırılarına kayıtsız kalmadı ve karşılık verdi. Özellikle 2024'te Şam'daki İran konsolosluğuna düzenlenen İsrail saldırısının ardından İran, tarihinde ilk kez doğrudan İsrail topraklarına yüzlerce füze ve SİHA fırlattı. Bu saldırılarla İran, “misilleme hakkını” kullandığını duyurdu.

İran'ın bu adımı, Orta Doğu’da yeni bir dönemin habercisi oldu. Artık iki ülke arasındaki savaş vekil güçler üzerinden değil, doğrudan gelişiyor. Bu da hem bölgesel hem küresel ölçekte güvenlik risklerini artırıyor. İran, sadece mesaj vermedi; askeri ve siyasi kararlılığını da net şekilde ortaya koydu.

Şimdi, Aslında fotoğrafa büyük bakmak gerekiyor.

1980 yılların başlarında Amerikan ın Irak da Saddam Hüseyin'i başa getirmesi, diktatör olarak bölgeye kabul ettirmesi, sonrasında İran'a karşı kullanması, körfez savaşının planlı bir şekilde başlatılması,  32 paralele çekiç gücün yerleştirilmesi, bölgede peşmerge kürtlerine devlet vaadiyle, büyük ortadoğuda İsrail devletinin genişletilmesi ile arap ülkelerinin haritalarının değişimi için   plana sadık kalacak ve de işleyecek en önemli dayanakları; bölgeye özgürlük, bağımsızlık vaadleri ile demokrasiyi işleyecek işleteceklerdi !...
Irak'a ne kadar demokrasi götürdüklerini biliyoruz!... 
1 Mart tezkeresi emperyalizme büyük bir tokattı. CHP ve AKP'nin bazı duyarlı milletvekilleri geçit vermedi. O gün o birliktelik kazandı. Geldiğimiz noktada AKP  iktidarı etkin bir dış politika sergileyemediği gibi içte de ayrıştırıcı politikalar emperyalist ülke ya da ülkelerin işine geldi. Çok dikkatli olmamız gereken bir dönem.
 Suriye’den sonra sıra İran’da diyorlardı, şimdi de ‘İran’dan sonra Türkiye’ diyorlar. Eğer İran’ı da saf dışı bırakırlarsa, sırada gerçekten Türkiye mi var?...
 Göçmen ve sığınmacı ülkesi haline getirilen ülkemiz!  Amerikan  parçalama hedefleri ve  sonra İsrail'in hayal ettiği büyük İsrail devletini kurmak mı? Sorusunu iyi irdelemek gerekir.

Sonuç olarak;
İsrail'in İran'a yönelik saldırısı, Orta Doğu'da yeni bir çatışma dalgasını tetikleyebilir. Fakat  uluslararası toplumun bu duruma nasıl tepki göstereceği, bölgedeki istikrar açısından belirleyici olacaktır. Bu gelişmeler, enerji fiyatlarından küresel güvenliğe kadar geniş bir etki yaratma potansiyeline sahiptir. Türkiye 'nin  derhal kendi iç sorunlarından çıkıp, barışçıl etkili bir dış politika sergilemesi gerekiyor.