#2Temmuz1993… Sivas’ta, Madımak Oteli’nde yalnızca insanlar değil; vicdan, insanlık ve ortak yaşam umudu da yakıldı. Aydınlar, şairler, yazarlar, sanatçılar... Kimseye zarar vermemiş, sadece düşünceleriyle var olmuş 33 can, bir güruhun göz göre göre büyüttüğü nefretle diri diri yakıldı. O gün, yönetme merciinde olanlar izledi, kalabalık bağırdı, ateş yükseldi. Ve Türkiye’nin tarihine kara bir leke, bir utanç olarak geçti.
#2Temmuz, sıradan bir gün değil. Sadece bir katliam değil. Aynı zamanda susturulmak istenen aydınlığın, inancın, düşünce özgürlüğünün trajik bir çığlığıdır. Bir medeniyetin, hoşgörünün sınavından sınıfta kaldığı gündür. Ve bu sınav, hâlâ verilmektedir.
O otelde yalnızca insanlar değil; farklılıklarla bir arada yaşama inancı, barış içinde bir gelecek hayali de küle döndü. O gün yakılan sadece bedenler değil; geleceğe dair umutlardı. Bu nedenle 2 Temmuz, yüzleşilmeden kapanmayacak bir yaradır.
Adalet hâlâ yerini bulmadı. Failler tam anlamıyla yargılanmadı. Madımak hâlâ yanıyor!... Unutmuyoruz. Çünkü unutmak; tekrarına göz yummaktır.
Metin Altıok’un kalemi, Hasret Gültekin’in sazı, Behçet Aysan’ın dizeleri hâlâ aramızda. O gün orada yananlar, bu toplumun vicdanında yaşamaya devam ediyor.
"2 Temmuz; karanlığa karşı ışığın, nefrete karşı sevginin, ölüme karşı barışın mücadelesidir."
Unutmadık, unutturmayacağız.
Anıları önünde saygıyla, öfkeyle, utançla eğiliyoruz.