Tam sezonun başı, birkaç gün sonra biçer girecek. Hazırlık yapıyoruz. Elevatöre (helezon) motor takılacak bu nedenle Besni’ye gitmesi gerekiyor. İş yoğunluğu çok olduğundan Muzaffer köyden ayrılamıyor bu nedenle elevatörü traktöre taktım Besni’ye ben götürüyorum.

Toprak yoldan gelip Tekağaç köyünden asfalta geçeceğim. Badem bahçesinin yanında tümsek olduğundan araç zıplamasın diye gazı kestim tam tümsekten geçtim araç stop etti. Uğraşıyorum traktör çalışmıyor. Bir yandan çalıştırmak için uğraşıyorum, bir yandan telefonla Muzaffer’e ulaşmaya çalışıyorum.

Bu esnada bir araç geldi arkamda durdu ve korna çalmaya başladı. Ben, traktörün üstünden anlatmaya çalışıyorum. Araç arızalandı siz yandan geçin gidin diyorum. Hala ısrarla arkadan işaret vermeye devam edince anlamadı galiba diyerek traktörden indim otomobile doğru gidiyorum bir yandan da arıza yaptığını yandan geçmelerini söylüyorum. Şoförün yanında oturan kişinin el kol hareketleri ile bağırarak konuştuğunu fark edince bende, ne bağırıyorsun sana arızalı diyorum dedim. Bunun üzerine bak hala yandan geç diyor diyerek araçtan inip bana doğru yürüdü. O anda bende şoför tarafından dönüp ona doğru yürüdüm. Aracın bir ucunda ben diğer ucunda o elinde tabakası bir yandan sigara sarıyor bir yandan bana mafyavari tehditkâr bakışlar savuruyor. Bende kendisine aynı şekilde bakıyorum. Şoför olan ‘ya buradan geçeriz’ diyerek arkadaşını araca davet etti traktörün yanından geçip gittiler.

Aslında burası benim bölgem, burada hemen, hemen herkes beni tanır. Fakat bu adamları ve 02 AAK ile başlayan Toyota otomobili tanımadım.

Neyse, traktörü çalıştırmayı başarıp Besni’ye devan ettim. Sanayi Sitesine gelinceye kadar hep düşündüm ortada bu kadar gerilecek ne vardı. Normal olanı yanıma gelip geçmiş olsun yardım edelim mi demesi idi. Oysa bu genç sıradan bir şey için kavgaya hazırdı.

Sağlıklı düşünmeye başladığımda şaşırdığıma şaşırdım. Gerçek olan gencin davranışı idi. Zira televizyon dizilerinin hemen hepsinde mafya babaları, asmalar, kesmeler, vurmalar, kırmalar dolu. Özellikle gençler bu dizilerden etkilenerek günlük yaşamın bu olduğunu zannediyor. Toplum birazda bilinçli olarak bu yöne kaydırılıyor. Tüm propagandalar bunun üzerine yapılıyor hatta siyaset dili tamamen hakaret, tehdit üzerine kuruluyor.

Çocukların izlediği çizgi filmlere bakın hepsi öldürme üzerine. Nerede o Vikingler, Ayı Yogiler, Taş Devri, Haidiler. Toplum çocukluktan itibaren şiddete yönelik propaganda dolu filmler ile büyüyor, şiddetin kutsandığı diziler ile eğleniyor.

Eh, öyle olunca da böyle oluyor.

ASIM ÖCAL

19.06.2022