Bugün bu ülkede asıl gündem “hayat pahalılığı” olmalı.
Çünkü insanlar sadece yaşamaya değil, hayatta kalmaya çalışıyor!

Barınmak artık en büyük lüks.
Küçücük bir ilçede bile kiralar 15 bin ile 20 bin TL arasında. Büyük şehirleri düşünemiyorum bile.
Özellikle deprem bölgelerinde kiralar fahiş, ev yok, nefes almak bile zor.
Kirli hava soluyoruz, konteynerden çıkamayan hâlâ binlerce insan var. Hepimizin sağlığı tehlikede!...
Buna bir de geçim derdi eklenince!...
Geçinemiyoruz diyen vatandaşların sesi duyulsun artık.
Elektrik, su, doğalgaz faturaları üç haneyi geçmiş durumda.
16 bin TL elektrik faturası mı ödeyecek bu halk, 15 bin lira kirayı mı?
Çocuğunu üniversitede okutacak mı, yoksa kendi mutfağına mı bir şey koyacak?

Öğrenciler için de hayat zor.
KYK bursları artık buhar oldu.
Yıllar önce temel ihtiyaçları karşılayabilen burslar, bugün bir öğrenciye bir haftalık bile yetmiyor.
Kırtasiye fiyatları, ulaşım ücretleri, yurtlar, ev kiraları...
Bir öğrenci okumakla değil, geçinmekle boğuşuyor.
Üstelik bir değil, iki değil, yüz binlerce genç bu cenderede sıkışmış durumda.
Sağlık Sisteminde de durum farklı değil.
İktidar her ne kadar Sağlıkta çağ atladık dese de!...
Acil servislerde bile para alınıyor artık.
“Sağlık ücretsiz” söylemleri, özel hastane kapılarında çöküyor.
Daha hastanın bileği sargıya alınmadan ödeme konuşuluyor. Uzman doktor eksikliği, hastanede benim de sıkça rastladığım tıbbi malzeme eksikliği vb.
Bu nasıl bir düzen? Bu nasıl bir sosyal devlet anlayışı?
Günlerdir zamlar konuşuluyor, yetkili ağızlar tarafından şimdi konuşma zamanı değil deniliyor.

Seyyanen zamlar sadece belli kesime yapılıyor.
Peki emekliler? Peki asgari ücretle geçinmeye çalışanlar?
Peki depremzede olup hiçbir sosyal destek alamayanlar?
Vergi veriyoruz, ama aldığımız hizmet adaletli değil.
Kime, neye göre dağıtılıyor bu imkanlar?

Birileri 3 maaş, 5 maaş alırken,
Birileri bir maaşla hem kira hem fatura hem okul masrafı hem de mutfak derdinde.
Bu adalet midir?

Bir depremzede olarak şunu söylüyorum:
Zaten yıkılmış hayatlarımızın, şimdi ekonomik yüklerle bir kez daha altında eziliyoruz.
Devlet, vatandaşa omuz olmalı!
Çözüm istiyoruz, merhamet değil.
Adalet istiyoruz, sadaka değil.

Yaşam kalitesi sadece birkaç şehirde, birkaç kesimde olmamalı.
Çocuklarımız okurken aç kalmamalı.
Emeklimiz torununa harçlık veremediği için utanmamalı.
Aileler kira mı ödeyeyim, yoksa fatura mı derdine düşmemeli.
Asgari ücret, sadece hayatta kalmaya değil, insanca yaşamaya yetmeli.

•⁠ ⁠Kiralar, faturalar, mutfak giderleri bu kadar artmışken;
•⁠ ⁠Bir kişinin aldığı ücret, sadece ulaşım ve gıda için bile yetmiyorken;
asgari ücret yaşam standartlarına göre belirlenmeli.

Barınma, beslenme, ulaşım, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçları karşılamayan bir ücret, “asgari” bile olamaz.

İnsanlar geçinmeye değil, sürünmeye mahkûm edilemez.
Adil bir ücret, huzurlu bir toplumun temelidir.
Çünkü bu ülke hepimizin.
Ve bu düzende kimse, insanca yaşama hakkından mahrum bırakılmamalı!

#Geçinemiyoruz
#SeyyanenZamHerkese
#SosyalAdaletİstiyoruz
#DepremzedeyeSesOl
#BarınmaHaktır
#KYKBursuYetersiz