Basının demokratik toplumlar için taşıdığı hayati önemi hatırlatmak ve gazetecilerin karşılaştığı zorluklara dikkat çekmek açısından önemli bir gündür. Basın özgürlüğü, halkın doğru ve çeşitli bilgilere erişimini sağlayarak, yöneticilerin hesap verebilirliğini artırır ve şeffaf bir yönetim anlayışını destekler. Ayrıca, insan haklarının korunmasında ve toplumsal adaletin sağlanmasında önemli bir rol oynar.
Ancak ne yazık ki, Türkiye'de basın özgürlüğü ciddi tehditler altındadır. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) tarafından yayımlanan 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre, Türkiye 180 ülke arasında 158. sırada yer almıştır. Bu durum, ülkedeki gazetecilerin karşılaştığı baskıların ve sansürün boyutunu gözler önüne sermektedir.
Basın özgürlüğünün kısıtlanması, sadece gazetecileri değil, tüm toplumu olumsuz etkiler. Bilgiye erişimin engellenmesi, kamuoyunun doğru kararlar almasını zorlaştırır ve demokratik süreçleri zedeler. Bu nedenle, basın özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesi, sadece gazetecilerin değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de ifade ettiği gibi, “Basın, milletin müşterek sesidir.”
Basını özgür olmayan toplumlar özgür olamaz.
Bugün, Dünya Basın Özgürlüğü Günü ancak basın ne kadar özgür, yazarı,çizeri en çok içerde olan ülke değil miyiz?...
Sadece basın değil muhalif olan sesler bir bir susturulmuyor mu?...
Unutmayalım ki, özgür bir basın, özgür bir toplumun temelidir.
Emeğiyle, kalemiyle demokrasiye güç katan basın emekçilerimize selam olsun.
#3MayısDünyaBasınÖzgürlüğüGünü