Her toplum,
geleceğini parlak beyinlerle kurar.
Bazı ülkeler bu beyinleri çocukken tanır, eğitir, yönlendirir.
Bazı ülkeler ise onları "sisteme uymadığı" gerekçesiyle kenara iter, kaybeder.
Oysa insanlık tarihinin her büyük atılımının ardında daima
bir fikir,
bir zihin,
bir deha vardır.
Her 1000 Doğumda 1 Süper zekâ
İstatistiklere göre her 1000 doğumdan biri,
IQ’su 145’in üzerinde olan bir süper zekâyı dünyaya getiriyor.
Bu oran az görünse de
toplumların kaderini değiştiren bireyler her zaman azınlıktır.
Dünyadan örnekler:
Birçok gelişmiş ülke, bu üstün zekâlı bireyleri erken yaşta tespit etmek ve
yönlendirmek için özel politikalar geliştirmiştir:
Zekâ testleri
Öğretmen gözlemleri ve aile bildirimleri
Uzman mentor atanması
“milli kaynak” statüsü verilmesi
Süper Zeki çocuklar için ayrı sınıf ve özel okullar açılarak
Hızlandırılmış (akranlarından hızlı ilerleyen) eğitim,
Zenginleştirilmiş müfredat,
Erken üniversiteye geçiş ve burslar.
Ar-Ge, yapay zekâ, matematik gibi alanlarda devlet destekli projelere dâhil edilirler.
Bu ülkelerin başında:
İsrail
İlkokul çağında tüm çocuklar taranır.
En zeki %1-2 özel programlara alınır.
Hızlandırılmış ve derinlemesine eğitim verilir.
Süper zekâlılar için özel sınıflar/okullar açılır.
Üniversite derslerine erken erişim sağlanır.
ABD
Yalnızca süper zekâlılara açık Davidson Academy gibi kurumlar mevcuttur.
Üstün zekâlı göçmenlere vatandaşlık verilir.
Yapay zekâ, savunma, uzay gibi alanlarda görevlendirilirler.
Çin
Süper zekâlı çocuklara üniversite düzeyinde bilim eğitimi verir.
Devlet burslarıyla bilim insanı olarak yetiştirir.
Güney Kore
KAIST gibi kurumlar, lise öncesi üstün yeteneklileri kabul eder.
Kanada
Üstün zekâlı göçmenlere vatandaşlık teklif eder.
Rusya, İsrail
Üstün zekâlılar savunma ve istihbarat alanına yönlendirilir.
“milli kaynak” olarak korunur.
Türkiye’de Durum Nedir?
BİLSEM gibi kurumlar vardır.
Ancak süper zekâ düzeyindeki bireylerin erken tanılanması ve özel statüyle
yönlendirilmesi henüz sınırlıdır.
Üniversiteye erken geçiş, stratejik görevlendirme, burs ve koruma mekanizmaları yaygın değildir.
Tehlike Beyin Göçü ve Kaybı
Türkiye’de süper zekâlı bireyler:
Ya yurtdışına gidiyor,
Ya içe kapanıyor,
Ya da sisteme uyum sağlayamayıp“sorunlu”ilan ediliyor.
Ya da potansiyelinin çok altında bir yaşam sürüyor.
Unutmayalım,
Aynı zamanda bu insanlar Türkiye’nin stratejik rezervidir.
Petrolden, altından, doğalgazdan, madenlerden daha kıymetlidir. Çünkü o kaynakları;
Bulacak,
Geliştirecek,
Koruyacak olanlar da onlardır.
Gelişmiş Ülkeler Ne Yapıyor?
Süper zekâlıları erken tespit ediyor,
Onları stratejik alanlara yönlendiriyor,
Milli servet olarak koruyor.
Böylece bu yaklaşım sadece bireyin değil, ülkenin kaderini değiştiriyor.
Soru Şu:
Biz bu bireyleri fark ediyor muyuz?
Onlara hak ettikleri
Eğitimi,
Yönlendirmeyi,
Desteği verebiliyor muyuz?
Türkiye’de Eğitim Sistemi
Ortalama zekâya göre inşa edilmiş bir sistemde, yaşının ötesinde kavrayış
gösteren bireyler uyumsuz ilan ediliyor.
Sorun çocukta değil, sistemin darlığında.
Çözüm: Milli Deha Stratejisi Şart
Artık Türkiye’nin bir “Milli Deha Stratejisi” oluşturması gerekiyor.
Süper zekâlı bireylerin erken tanılanması,
Onlara özel eğitim yolları açılması,
Üniversiteye erken ve hızlandırılmış geçiş,
Mentorluk, proje desteği ve burs sistemleri,
Kamu ve özel sektörde stratejik görevlendirmeleri kapsamalıdır.
Zekâ, bir ülkenin kaderini değiştirebilir.
Ama sadece keşfedilirse.
Sadece değer verilirse.
Zekâ Sadece Eğitilmez, Korunur da!
Bu bireyleri tespit etmek, eğitmek yetmez.
Devlet, bu bilim insanlarını en üst düzeyde:
Korumak,
Kollamak,
Yaşatmak zorundadır.
Çünkü:
İsrail’in, İran bilim insanlarını öldürmesi,
bir ülke için bilimsel zekânın ne kadar kritik olduğunun acı bir kanıtıdır.
Türkiye’de Şüpheli Mühendis Ölümleri
Özellikle savunma sanayinde çalışan bazı mühendislerin şüpheli ölümleri, ciddi soru işaretleri doğurmuştur:
1. Hüseyin Başbilen– ASELSAN (2006): Boğazı kesilmiş şekilde aracında ölü bulundu.
2. Halim Ünsem Ünal– ASELSAN (2007): Aracında kafasından vurulmuş halde bulundu.
3. Evrim Yançeken– ASELSAN (2007): Apartmandan düşerek öldü. Aile “intihar” iddiasını reddetti.
4. Burhanettin Volkan.– ASELSAN (2007): Kışlada tabancayla “intihar ettiği” açıklandı.
5. Zafer Oluk– ASELSAN (2008): Elektrik çarpması sonucu öldü. Aile ihmal/kasıt ihtimali üzerinde durdu.
6. Hakan Öksüz– ASELSAN (2012): Trafik kazasında öldü. Öncesinde “takip ediliyorum” dediği iddia edildi.
7. Erdem Uğur– ASELSAN (2015): Gaz kaçağından zehirlenerek öldü.
8. Kerem Parıldar – ASELSAN (2017): 9. kattan düşerek hayatını kaybetti. İntihar belirtisi yoktu.
Ortak Noktalar:
Hepsi stratejik projelerde, çalışan mühendislerdi.
Aralarında
İHA,
F 16,
Elekro-optik,
Manyetik alan teknolojileri gibi görevli olanlar da vardı.
Ölüm raporlarının çoğu “intihar” olarak kayıtlara geçti.
Bu ölümler, artık sadece bir “iş güvenliği” değil,
Ulusal güvenlik meselesidir.
Stratejik Zihinler, Devlet Koruması Altına Alınmalıdır
Bu mühendisler yalnızca birer çalışan değil,
Türkiye’nin stratejik zekâ kaynaklarıdır.
Bu bireylerin güvenliği,
klasik güvenlik protokollerinin ötesinde,
istihbarat ve milli koruma kapsamında değerlendirilmelidir.
ABD, Rusya, İsrail gibi ülkeler bu bireylere özel statü tanır,
devlet koruması sağlar.
Sonuç: Zekâ, Ülkenin Kaderidir
Süper zekâyı keşfetmek,
Eğitmek,
Görevlendirmek,
Ve en önemlisi korumak…
…sadece bir ülkenin geleceğini değil,
aynı zamanda refahını,
zenginliğini ve küresel gücünü de belirler.
Unutmayalım,
Zekâyı kaybeden, geleceğini de kaybeder.