Bu soruya bayılırım restoranlarda; ”Siz salatanızı nasıl alırdınız?” denildiğinde ve yanıt “Ortaya bir karışık olsun lütfen” diye verildiğinde zevkten dört köşe olurum. Yanıttan anlaşılacağı gibi masada hem tek başınıza değilsinizdir hem de ortak bir damak zevkini paylaşıyorsunuzdur. Harika duygu!

Benim için bu yanıtın diğer özel anlamlarından biri de ‘karışık’ sözcüğüne yüklediğim çok anlamlılıktır. Farklılıkların kendi içinde yarattığı birlikten tutun da alt- üst olmakla çağrıştırdıklarına kadar benim için yaşamın kısaca özetlendiği bir metafordur.

Bu alanda fazla oyalanmak istemiyorum. Çünkü gerekli giriş için işlevini yerine getirdi bu metafor. Şöyle ki; uzun süredir içinde bulunduğum bazı çalışmaların çeşitli bakış açıları var ve ben bu çalışmalardan ihtiyacım olanı alıp gerisini onaylamak ya da reddetmek zorunda olmadığımı biliyorum. Fakat bilmek yetmiyor. İçselleştirmek ve uygulayabilmek için çabam devam ediyor.

Uzatmayalım, çok çok uzun bir aradan sonra NLP eğitimlerine tekrar başladım. Geçtiğimiz hafta sonu başlayan süreçte oldukça yoğun farkındalıklar yaşadım. Öyle ki bedenimin bunları kabul etmesi ve atması için bir haftadır emek veriyorum bazı teknikleri kullanarak. Zorlandım yani.

Şifa olsun diyelim ve sorularla devam edelim yazımıza. Soru sormak çocukken en ayıp şeydi bizim için. Çünkü merak iyi şey değildi. O yüzden hala soru sormakla ilgili çekincelerim çok. Ruhsal alanda merakın ne kadar kutsal olduğuna ve o çocuksu neşeyi nasıl tetiklediğine defalarca tanıklık etmeme rağmen rahat değilim soru sorarken. Mahcubiyet yaşıyorum. Bu mahcubiyetin yanı sıra yarım yamalak bilgilerimle geçmişin kalıntıları hortluyor ve paralize oluyorum.

İşte geçtiğimiz hafta sonu da böyle bir şey yaşadım. Hocamız iki günlük çalışma için iki soru hazırlamış.

1-Senin için nefesini kesip zamanı durduran şey nedir?

2-Sevdiğiniz birisi zor bir zamandan geçerken yapılacak en iyi şey nedir?

Arkadaşlar çeşitli sorular sorarken ben paralize olmuş bir vaziyette hocama bakarken göz göze geldik. Yazıyla uğraşımı bilen hocam dedi ki:

“Özlen hanımcığım belki siz bir yazı bile ortaya çıkarırsınız (tam olarak böyle ifade edip etmediğinden emin değilim) bu sorulardan.”

“Olabilir” dedim biraz şüpheli. Sonra da bunu bir armağan (armağanları şükürler olsun artık sadece pakette beklemiyorum) olarak kabul ettim ve yazmaya karar verdim.

Yazıyı fazla uzatmamak için ilk andaki çağrışımla hareket ederek sadece ikinci soruyu yanıtlamaya özen göstereceğim. Yani “Sevdiğiniz birisi zor bir zamandan geçerken yapılacak en iyi şey nedir?’’

Hemen annem geldi aklıma. Fakat ‘yapılacak’ sözcüğü beni durdurdu bir an. Çünkü aklıma gelenler yapmak istediklerimdi ama yapılabileceklerine inanmıyordum.

Bu soruyla ilgili sakin bir zamanımda çalakalem de olsa kalemime dökülenleri paylaşmak isterim sizlerle:

“Durup beklemek, fiziksel de olsa yanında durabilmek, varlığını hissettirmek ama onun varlığından bağımsız varlığını da sürdürmek. Bak, bana engel olmuyorsun aslında rahat ol! Ben yaşamıma devam ediyorum mesajını verebilmek. En önemlisi de ’Bunu gerçekten yapmak istiyor musun?‘ diye kendine sormak. Yetmez, karşındaki insana da sormak. O da yetmez, sürekli revize edip yeniliklere açık olmak gerekir ki o durgun su mikrop üretmesin. Stabil olmak, merkezinde kalmak zorlayıcı. Kaç, savaş, don tepkileri dışında hareket etmek ve hayatta kalmak emek istiyor. Yalnızca bugün için bu emeği vermeye razıyım. Hayırlısı.”

Çalışmanın etkileri sürüyor. Yine hocamız Sonay Sunucu’ya ait kitabı okurken (NLP Next Level Portal Bir Sonraki Seviyeye Giriş Kitabı) daha ‘Giriş’ bölümünde iki yerin altını özellikle çizdim kendimden kendime mesaj olsun diye. Birincisi:

“Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün ise bilgeyim, kendimi değiştiriyorum,” demiş Mevlana. Dışarıda hiçbir şey yok aslında; her şey burada, tam içinde, kendi canında.

İkincisi:

...Ya da insanlara olan sevgisini gösteremiyor ve içindeki o derin sevgiyi, aslında var olan o sıcacık insanı başkalarıyla paylaşamadığı için yalnız kalıyorsa...

Özellikle ikinci cümle NLP tekniğinin umut verici mesajlarından biri benim için. Ne diyelim yolumuz kolaylık, sevgi ve neşe ile aksın. Amin!