Adalet Ağaoğlu’ nun eserlerinden birinin adı ‘Ölmeye Yatmak’. Fakat başlığımla ilgisi sadece bir isim benzerliğidir. Sizleri yanıltmaması için belirtmek istedim(!)

Asıl yola çıkış noktam ise bir yoga duruşu ya da yatış şekli demem daha doğru olur herhalde. Ayrıntılarına girersem durum şu; aylardır hocamızın ‘Orijinal Yoga Sistemi’ dediği bir sistemde yoga çalışmalarına katılıyorum. Çalışmanın en sonunda ‘Derin Meditasyon’ denilen, yere sırt üstü yatıp gevşediğimiz bu yatışı ben ‘ölmeye yatmak’ olarak adlandırdım. Okuduklarımdan yola çıkacak olursam zaten amaç da oymuş, ölümü deneyimlemek mecazi anlamda. Henüz yolun başında olduğum için ukalalık etmek istemem. Her zamanki gibi ‘bence’ algıladıklarımdan yola çıkıyorum.

Hassas bir kavram benim için ‘ölüm’ kavramı. Araştırıyorum. Çünkü bugünkü bakış açım bu kavramla kavgamı devam ettiriyor. Hâlbuki ‘Deli Dumrul’ üzerinden defalarca buna baktım. Dersimi aldım. Artık sınavı da vermem, buralardan geçmem lazım diyorum kendi kendime hasbıhal ederken. Fakat öyle dik başlı bir tarafım var ki; O, öyle gereklilik cümlelerini duyduğu zaman diken diken oluyor. Canımı yakıyor.

Okuduklarımdan yola çıkarak; ölüme yüklenen anlamlara az çok tanık oluyorum ama benim ona yüklediğim anlam muallâkta. O yüzden de sadece bir araştırma alanı benim için. Yalnızca bugün içini de ekleyelim ki önümüz kesilmesin, biran önce benim için de anlamı netleşsin hayırlısıyla.

Düğün gecesinden tutun da yeniden doğuşa varan yelpazede ne yazık ki benim için kör bir kuyu kadar ürkütücü. Okuduğum bir röportajda ölümle ilgili şu tespitte bulunulmuş:

“Ölüm aslında bir odadan başka bir odaya geçmektir. İçine döneceğini, hakiki âlemine döneceğini bilen kişi için ölüm korkutucu bir şey olmaz.”

Ne farkındalık ama! Kolaylıkla ve sevgiyle benim için de anlamı netleşsin, gönlüm huzuru deneyimlesin. Amin.

Adalet Ağaoğlu ve eserinden bahsetmişken aynı eserinden alıntıların yapıldığı bir internet sayfasından şunu seçtim son olarak:

“Ölüm bazen o denli çabuk gelmiyor. Ölümle savaşmak gerekiyor. Gülünecek en uygun anda gülmeyi kasıklarıma hapsedişim bundandır belki. Ölmeye yatarken ölümle savaşmak gerekeceğini düşünmemişim.”