Alış-veriş tutkunu olan ben, aynı aç gözlülüğü bilgi alış-verişinde de yapıyorum ne yazık ki! Örneğin Murathan Mungan’ın bir söyleşisine ulaştım internet üzerinden. Azmettim, her şeye rağmen( zaman sıkıntısı yanı sıra internetim de sınırlıydı)1.30 saat dinledim. Odak noktası “ Şairin Romanı “ adlı yapıtıydı. İyi, hoş!

Murathan Mungan’ ı son zamanlarda okumaya başladım. Düz yazıya eğilimim olduğu için; “ Yüksek Ökçeler “ , “ Paranın Cinleri “ derken, yavaş yavaş girdi hayatıma. Hemen hemen tüm düz yazı türleriyle ilgili yapıtlarını okudum ve okumaya devam edeceğim.

Yine aktif olarak çalıştığım yıllarda, öğrencilerime sahneletmek adına; onun “ Bir Garip Orhan Veli “ adlı oyun yapıtını almıştım. Sahnelemek kısmet olmadı. Fakat geçen hafta kardeşim bilet almış, Devlet Tiyatrosu’ na gittik. Oyun ne çıktı dersiniz? Tabii ki” Bir Garip Orhan Veli “!Murathan Mungan ve Orhan Veli… Benim için çok güzel bir enstantaneydi.

Konu çok dağıldı, farkındayım. Fakat durduramıyorum. İşte böyle bir ruh hali! Haz aldıkça daha fazla yazma isteği geliyor. Zihin de buna eşlik edince, daldan dala atlıyorum.

Her neyse, gelelim 1.30 saatlik söyleşiye. Elde var bir… Dedim ve orda kaldım. O zaman zarfında, dağarcığıma eklenen bir tek sözcük öğrendim; “ Distopya “

Bir okur, “ Şairin Romanı “ eleştirisinde “ ütopya “ sözcüğünü kullanmış. Murathan Mungan da “ Ben, ona ütopya değil distopya diyorum” deyince, hemen notumu aldım ve araştırdım.

Yani “ Koy sepete “ diyeceğim, ilgimi çeken başka bir şey olmadı. Ha, bir de sorgulama edindim kendime.

Yazar, şöyle dedi konuşmasının bir yerinde; “Kendimi sakınmam ama sözümü sakınırım “. İlk duyduğumda pek anlamlı geldi ruhsal ilkeler açısından. Ne yücelik, dedim. Sonra düşündüm ki; kendimi sakınmadan başkalarını sakınmam mümkün değil benim için. Bir aforizma gibi geldi. Yıllarca münazara çalışmaları adı altında bunlarla ( çok gezen mi bilir çok okuyan mı gibi ) uğraştığımız geldi aklıma ve cazibesini yitirdi birden.

Geride bir hoş seda kaldı yine Murathan Mungan’ dan. Bak nasıl da aracı oluyoruz bu yolculukta birbirimize. Bilgi sonsuz, isteyene derya deniz. Bir damlayı küçümsemek niye? Afola!