Her mesleğin bir bedeli, her fedakârlığın bir karşılığı vardır;
fakat öğretmenlik öyle bir meslektir ki,
bedeli de karşılığı da tüm ülkeyi ve dünyayı etkileyecek bir güce sahiptir.
“Ağaç yaşken eğilir” der atasözümüz.
Peki, ağacı eğen eli kim tutuyor?
Öğretmen…
Bir çocuğun kaderini değiştiren,
bir toplumun yönünü aydınlatan o büyük emek sahibi…
Öğretmen yalnızca ders anlatmaz;
rehberlik eder,
yol gösterir,
hayatı öğretir;
en önemlisi de aile dışındaki ilk rol modeldir.
Fakat bugün bir Öğretmenler Günü’nü daha kutlarken,
öğretmenlerimizin yalnızca alkışa değil;
sorunlarına kalıcı çözümlere ihtiyacı olduğunu unutmamalıyız.
Öğretmenliğin Stratejik Önemi
Ülkelerin geleceğini şekillendiren en önemli,
etkenlerin başında öğretmenler gelir.
Bu nedenle,
öğretmenlik mesleğine ilişkin tüm kalıcı sorunları,
kapsayan geniş bir çalıştay düzenlenmesi ve çözüm odaklı adımların atılması,
artık ertelenemez bir zorunluluktur.
Bu birikmiş sorunlara neşter vurulmazsa,
kartopu etkisi ile büyüyerek tüm toplumu etkilemeye devam edecektir.
Atanmış – Atama Bekleyen – Öğretmen Adayları
Atanmış,
atama bekleyen,
öğrenci olan tüm öğretmen ve öğretmen adaylarımızın,
çözüm bekleyen çok sayıda temel sorunu vardır.
Özellikle bazı branşlara yıpranma payı verilmesi,
bir ihtiyaç değil, zorunluluktur:
Okul öncesi,
sınıf öğretmenliği,
fizik,
kimya,
matematik…
Bu alanlarda öğretmenlerin,
ilerleyen yaşlarda performans düşüklüğü
ve mesleki verim kaybının önüne geçilmesi için,
yıpranma payı ivedilikle tanınmalıdır.
65 yaşında bir kişinin okul öncesi veya sınıf öğretmenliği,
gibi yoğun birebir ilgi gerektiren alanlarda görev yapması,
hem zorlaşacak,
hem de verimlilik ciddi şekilde azalacaktır.
Bu nedenle tüm branşları kapsayan,
bir çalıştay ile psiko-sosyal analiz yapılmalı,
65 yaşına kadar görev yapması,
verim açısından uygun olmayan branşlarda çözüm üretilmeli;
gerekli durumlarda yıpranma payı verilmelidir.
Ayrıca öğretmenlerimizin emeklilik haklarının iyileştirilmesi de
elzemdir.
Atama Bekleyen Öğretmenler İçin Yol Haritası
Atama bekleyen öğretmenler için,
mutlaka bilimsel ve gerçekçi bir yol haritası hazırlanmalıdır.
Ülkemizin yılda kaç öğretmene ihtiyacı var?
Üniversiteler yılda kaç öğretmen mezun ediyor?
Bu veriler masaya yatırılmalı;
buna göre üniversiteler öğrenci almalı.
Her yıl atanamayacağını bile bile,
binlerce gencin bu bölümlere yönlendirilmesi doğru değildir.
Acilen planlı bir öğretmen istihdam programı hazırlanmalı,
ve gençlerde aynı hayal kırıklıkları tekrar tekrar yaşatılmamalıdır.
Okullarda Şiddet ve İdarecilik Sorunları
Okullarda yaşanan şiddet olayları,
artık duyarsız kalınamayacak kadar büyümüştür.
Bu konuda bilimsel bir çalıştay doğrultusunda ciddi önlemler alınmalıdır.
Ayrıca okul idareciliği konusunda da,
köklü bir düzenleme şarttır.
Çünkü okulun başarısı ve disiplininin en önemli ayağı okul idaresidir.
Bu nedenle idareci atamalarında,
başarı ve liyakat esas alınmalıdır.
“İlim, Öğretmenin Elinde Yeşerir”
“İlim Çin’de bile olsa gidiniz alınız” diyen,
bir medeniyetin mensupları olarak biliyoruz ki;
ilim, öğretmenin elinde yeşerir.
Unutmayalım:
Öğretmene verilen değer, milletin kaderini belirler.
Köy okulunda tek sobayla ısınmaya çalışan da,
büyük şehrin kalabalığında kaybolmuş,
bir okulun koridorlarında yürüyen de,
sınıfının tek lambası altında umut dağıtan da öğretmendir.
Bugün onlara sadece bir teşekkür yetmez.
Bugün, geleceğe bırakacağımız en güçlü mirasın,
öğretmene verilen gerçek değer olduğunu hatırlamalıyız.
“Bir mum, diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.”
Öğretmenlerimiz de yıllardır,
memleketin dört bir yanında ışık taşıyor;
kimi zaman kendinden,
kimi zaman hayatından,
kimi zaman geleceğinden vererek…
Son Söz
Bu vesileyle ülkemizin dört bir yanında,
Çocuklarımıza örnek rol model olan,
Her bir öğrencisini,
kendi evladı gibi görerek,
büyük bir gayret ve özveriyle emek veren tüm öğretmenlerimizin,
Öğretmenler Günü’nü yürekten kutluyorum.