Yeni bir yol ayrımı geldi çattı. Her zamanki gibi beklenen ama bana göre erken gelen. Zaten bana kalsa her şey benim beklediğimden önce geliyor. Çünkü her gelen elbette diğerinden kopuşu gerektiriyor. Hâlbuki ben ancak sıkı sıkı tutunarak varlığımı güvende hissediyorum. O yüzden kopmak zor geliyor.

Hadi dedim, hazır “ Yol Ayrımı” filmi oynuyor, gidip izleyeyim. Belki bana mesaj olur. Ayrıca Şener Şen’i özledim. İyi gelir dedim. Ben karar verip eyleme geçinceye kadar filmin gösterimi bitmiş.

İş yine başa düştü. Şimdi düşün dur; “ Denenecek ne kaldı?”

Elbet, son nefesime kadar kapılar kapanacak, açılacak ve bu böyle sürüp gidecek. Amaç bugünü kurtarmak. “ Eh, bugün bugüne baktı, yarın yarına bakar. Doğmamış gün için neden endişe edeyim? “( Alıntı)

İşte, böyle dediğim de hey özgürlük! Fakat hadi biraz gayret, bir karar al dediğim de ise; inanın boğazıma bir yumru gelip dayanıyor. Geçmişi araştırıyorum, nerede nereye sapsaydım bunlar olmazdı, bugün bari iyi değerlendireyeyim, farklı davranayım diyorum. İşin içinden çıkamıyorum.

Bakıyorum, ufak tefek ayrıntılarla geçmiş yine aynı geçmiş. İçim sızlıyor o zaman. Yaşam anlamını yitiriveriyor. V e tekrar soruyorum evrene, belki bir ses gelir diye;

“ Denenecek ne kaldı?” Teşekkürler.