“ Aklımı kullanırsam duygularım kirlenir.” Diye sağlıksız bir inanca sahibim. Sağlıksız diyorum; çünkü bunun altında yatanın duygularımın sorumluluğunu almaktan kaçmak olduğunu biliyorum, yalnızca bugün için. Fakat kabullenmede bir direnç var, hissediyorum. Her geçen gün daha gevşiyorum, zamanında eyleme geçiyorum diyelim. Diyelim ki; öyle olsun.

Örneğin; geçen gün çok sinirlendiğim bir olay yaşadım. Sözümün kesilmesi beni hep çok sinirlendirir. Önemsenmediğimi düşünürüm. Hatta bazen tam olarak kendimi ifade edememenin verdiği yetersizlik duygusu da eklenir buna. Aynen böyle oldu o günde.

Arkadaşım sözümü kesti. Ben, son zamanlarda bazen yaptığım gibi “ Lütfen sözümü bitireyim, sonra ne söyleyeceğimi unutuyorum. “ dedim. Hâlbuki bu da bir mazeretti bana göre. Daha sade bir biçimde “ Lütfen, sözüm henüz bitmedi. “ demek, daha olgunca davranıştı duygularımın sorumluluğunu almak adına.

Ya da belki daha da olgun olanı; o yanlış düşüncelerden ve onların getirdiği duygulardan özgürleşmek. Olabilir. Fakat bugün olamadığına göre en başta kendime dürüst olmak istiyorum. Yaşadıklarımdan yola çıkarak duygularıma sahip çıkmak ve onları doğru kanalize etmek istiyorum. Ne kendim kırılmak istiyorum ne de birilerini kırmak. Fakat önceliğimi kendimden yana kullanmak istiyorum.

 Ben değerli bir insanım. Kendime saygıyı hak ediyorum. Birçok alanda başarılı oldum sağlıklı iletişim adına. Bu alanda da başarılı olmayı seçiyorum. O yüzden sözüm kesildiğinde; “ Lütfen, sözüm henüz bitmedi. “ diyebiliyorum. Teşekkürler.