“Adıyaman Sümerevleri Mahallesindeki bir vakfın yaptığı sekiz eserden sonra dokuzuncusu için arsa temini konusunda adeta dokuz doğurduğunu anlatmış, naçizane çözüm önerimizi ise sonradan yazacağımızı belirtmiştik. Kısmet bu güne imiş…
Vakıf; ailesi ve dostlarıyla birlikte dokuz yıl önce Adıyaman’a gelen bir hayırsever
vatandaşımızın öncülüğünde kurulan ve çalışmalarına dur-durak bilmeden devam eden
Yıldırım Vakfı…
Sümerevleri Mahallesi tapu sicillinin 831 ada 1 parsel no.sunda kayıtlı gayrimenkul,
mülkiyeti Adıyaman Belediyesine geçtiği halde imar planındaki henüz el atılmamış
parklardan biri…
3500 m2’lik alana sahip bu park alanı Eski Besni Caddesindeki Kırcali
Camisinin hemen kuzey doğusunda yer alıyor… Seçeneklerden biri, yapılacak imar tadilatıyla
parkın öğrenci yurdu alanı haline getirilmesi ve arkasından da belediyenin taahhüt alarak
Yıldırım Vakfına sembolik bir fiyatla satması… Bir tarihte, her yıl zarar ettiğinden hazine
üzerinde kambur teşkil eden Karabük Demir Çelik Fabrikası da 1 lira gibi sembolik fiyatla işçilere satılmadı mı? Satıldıktan sonra da bırakalım zarar etmeyi, üstelik kâr elde ederek devlete gelir vergisi ödemedi mi? Asıl önemlisi toplum yararı ve kimsenin boğazından bir şey(!) geçmemesi değil mi?
İkinci seçenek, belediyenin vakfa yine şartlı tahsis etmesi veya benzer başka bir hukuki yol bulunması ve sonuçta geleceğimiz olan gençlerimizden 200’ünün daha maddi ve manevi yönden sıcacık bir yurtta barınmasının sağlanması…
Park nasıl satılır? Amacına aykırı kullanıldığı takdirde eski maliklerin geri alım hakkı
doğar, diyenler olabilir. Hemen söyleyeyim, belediyenin bu parkı edinme sebebi 2942 sayılı
Kamulaştırma Yasası değil… 3194 sayılı İmar Yasasının 18. maddesi hiç değil. Edinme sebebi, İmar Yasasının 15’nci maddesine göre yapılan rızai ifraz ve hibe… O nedenle satış dâhil toplumsal yararı bulunan bir tasarrufta bulunulabilir…
Vakfın dünkü yazımızda saydığımız eserlerinden; imar planında önceleri spor alanı olan şimdiki Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi konusunda desteğini esirgemeyen Belediye Başkanı Necip Büyükaslan ve ekibinin Öğrenci Yurdu alan ihdası konusunda da yine aynı desteği vereceğini düşünüyorum. Hele, sade vatandaş gibi yaşanabileceğini her platformda gösteren, çoğu kez koruma aracı olmaksızın makam aracıyla her gün kırmızı ışıkta duran Valimiz Ramazan Sodan’ın bu işin “lokomotifi” olacağını da düşünüyorum.
Yetkililerin; Eşrefpaşalılar filmindeki anlatımla kulak kesenlerin “kulak kesilebilme mekânlarına” kavuşabilmesi için konuya kulak vereceklerine inanıyorum.