İHD Adıyaman Şube Başkanı Osman Süzen, burada yaptığı konuşmada, Şırnakın Uludere İlçesi Roboski Köyü sınır hattında Türkiye’ye ait F-16’lar tarafından yapılan bombalama sonucunda çoğu çocuk 34 sivilin katledildiğini ileri sürdü.
Katliamı yapanların ve emri verenlerin belli olmasına rağmen sorumlular hakkında ciddi hiçbir işlem yapılmadı.ğını savunan Süzen, şunları söyledi:
Devletin cezasızlık politikası diğer tüm katliamlarda olduğu gibi Roboski katliamında da devam etti. Roboski’de yaşanan açıkça bir katliam ve insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Katliamın üzerinden tam tamına 4 yıl geçti. Katliamla birlikte yürütülen soruşturmalarda önce Diyarbakır cumhuriyet savcılığı görevsizlik kararı vererek soruşturma dosyasını Askeri savcılığa gönderdi. Askeri savcılık tüm yetkililer hakkında takipsizlik kararı verdi. Ailelerin takipsizlik kararına yaptıkları itiraz reddedilerek katliamın üstü kapatılmaya çalışıldı. Aileler Anayasa mahkemesine başvurdular. Ancak olayın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen Roboski’li ailelerin, bizlerin adalet arayışı halen devam ediyor. Aslında bu katliam da diğer katliamların kaderini yaşıyor. Tüm katliamlarda olduğu gibi yapanlar, emri verenler bu katliamda da açıkça ortada iken bunlar hakkında tek ciddi soruşturma dahi açılmadı. Bu Katliamla ilgili soruşturmada bir arpa boyu yol alınamadı. Roboski’de devam eden cezasızlık politikası en sert şekilde bugün yine bu coğrafyada hükmünü sürdürmektedir.. Kürt sorununda başlatılan çözüm sürecinin buzdolabına atılmasının üzerinden geçen zaman diliminde sadece 7 Haziran - 9 Kasım arasında silahlı çatışma ortamı dışında doğrudan doğruya ve büyük çoğunluğu devletin silahlı güçleri tarafından olmak üzere 41i çocuk 128 sivil yaşamını yitirdi. (İHD ve TİHV verilerei) Her gün sayılara indirgediğimiz insan yaşamına yeni ölümlerle birlikte yeni sayılar ekliyoruz
Süzen, şöyle devam etti:
Roboski Katliamını gerçekleştiren sorumlular hakkında ciddi hiçbir soruşturma açılmamasını, Kürt coğrafyasında bugün yaşanan ablukalardan, sivillerin katledilmesinden, çocukların keskin nişancılar tarafından öldürülmesinden daha iyi anlamaktayız. Bu coğrafyada biliyoruz ki hergün yaşanan bir Roboski’dir. Bundan 3 aylık çocuk da 70 yaşındaki dede de nasibini almaktadır. Bu coğrafyada yaşanan katliamların nedeni bellidir. O da Devletin tekçi yapısında ısrardır. katliamlar pahasına, Türkiye Halkının kendi kendini yönetmek, kendi kimliğine, inancını yaşamak için verdiği mücadeleyi kabul etmemektir. Geçmişte Dersim’de, Maraş’ta, Sivas’ta ve son olarak Roboski’de ve halen Kürdistan coğrafyasında bugün yaşanan yaşam hakkı ihlallerinin, ablukaların başka bir anlamı yoktur. Buradan başta hükümet olmak üzere tüm kesimlere sesleniyoruz. Devletin bu tekçi yapısında ısrar her gün yeni katliamları getirecektir. Yeni katliamlar bu toplumun kaderi değildir. Devletin bu tekçi yapısını demokratik yollarla değiştirelim. Yeniden bir arada yaşamanın yollarını birbirimizi anlayarak örelim. Geçmiş tüm katliamlarla cesurca yüzleşelim, devletin cezasızlık politikasından vazgeçelim. Sorumlulardan yargı önünde hesap soralım. Kürt sorununda yaşanan çatışmalı süreci bugünden ilan edilecek çift taraflı çatışmasızlık ile hali ile yeniden diyalog ve barışçıl yollarla çözümü esas alan bir süreç başlatalım. Belki’de Roboski’li annelere verebileceğimiz en güzel hediye bu ülkede yeniden barış rüzgarlarının çocuklarının mezarı üzerinden esmesi olacaktır
PHA





