6 Şubat depremlerinin üzerinden 2 yıl geçti.
Onbinlerce canımızı kaybettik. Depremden sağ çıkanlar olarak elbirliğiyle yıkıntılardan çıkmaya çalıştık ama deprem bölgesi hala “Sesimi duyan yok” diye bağırıyor, haykırıyor Duyun artık bu sesi! Depremin bıraktığı enkazı ve tahribatı yaşamak için mücadele eden vatandaşlarımızın sosyal sorunlarını duyun.
Konteynır kentlerde bir şekilde yaşamaya çalışan depremzede vatandaşlarımız sorunlarına çözüm bulunması için taleplerini önerilerini dinliyorum. 

6 şubat depreminde konteyner kentler ve 
 özellikle büyük afetler sonrası geçici barınma alanları olarak önemli bir çözüm oluştursa da kalıcı bir çözüm değildir. Deprem ve sonrasında hep halkın içinde biri olarak, onların sorunlarını yakından takip ettim. Bu tür alanların da sorunları  bulunmaktadır. İşte konteyner kentlerdeki başlıca sorunlar:
- Yoğun Nüfus ve Aşırı Kalabalık: Kısa sürede büyük bir nüfusun yerleştirildiği konteyner kentlerde, sınırlı alanlar nedeniyle aşırı kalabalık olabilir. Bu durum, temel hizmetlerin yetersiz kalmasına ve yaşam koşullarının zorluğuna yol açıyor. 

-Altyapı Sorunları: Su, elektrik, kanalizasyon ve diğer altyapı hizmetlerinin yetersiz olması, konteyner kentlerdeki yaşamı daha zor hale getirebiliyor. Bu altyapı sorunları, sağlık problemleri ve hijyen eksikliklerine neden olabilir. Sürekli hastalıklar baş gösteriyor.
Deprem bölgesinde insan sağlığını en fazla etkileyen Asbest tehlikesidir. Kent merkezinde bulunan ağır ve orta hasarlı binaların yıkımı sırasında oluşan toz bulutları sağlığımızı ciddi şekilde etkiliyor. Yıkım esnasında sulamaya öncelik verilmeli, insan sağlığı tehlikeye atılmamalı. Depremin izi ve yarası silinmeden bölgede kanser vakalarının artmasından endişe ediliyor.
-Psikolojik Sorunlar:  Bence  en önemli  sorunlardan biri. Deprem gibi büyük felaketlerin ardından konteyner kentlere yerleşen kişiler, yaşadıkları travmalar nedeniyle psikolojik sorunlar yaşayabilir. Geçici barınma koşulları, kayıplar ve belirsizlik de bu durumun etkilerini artırabilir. Her haneye belirli aralıklarla psikolojik destek şart.

- Eğitim ve Sağlık Hizmetlerinin Yetersizliği: Konteyner kentlerde, özellikle çocuklar için eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşım zordur. Eğitim alanı, sağlık merkezi ve diğer hizmetlerin yetersiz olması, bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılamada sorun yaratabilir.
Güvenlik Endişeleri: Geçici yerleşim alanlarında güvenlik önlemlerinin yeterli olmaması, hırsızlık ve şiddet gibi suçların artmasına yol açabilir. Ayrıca, konteyner kentlerdeki insanların temel güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması önemlidir.

-Sosyal İzolasyon ve Aidiyet Eksikliği: Geçici barınma alanlarında, insanlar genellikle sosyal izolasyon yaşar. Uzun süreli kalınan bu tür yerlerde, toplumsal bağlar zayıflar ve aidiyet duygusu kaybolabilir.

Konteyner kentler geçici çözüm olsalar da, bu tür sorunların aşılabilmesi için daha kalıcı ve sürdürülebilir çözümler gerekmektedir.