Bir çocuk gördüğünüzde, hele ölmüş bir çocuk gördüğünüzde, kalbiniz sızlamıyorsa, yüreğinizde kıpırdanmalar olmuyorsa, içiniz cızzz etmiyorsa; dönüp insanlığınıza, insan olup olmadığınıza bir daha bakın ve içsel bir muhasebeye girin.

*

Her gecenin ardından bir sabah,

Her zorluğun ardından bir kolaylık,

Her kötülüğün ardından bir iyilik,

Her kavganın-savaşın ardından mutlaka bir barış olmuştur.

İnşallah ülkemizde de  kısa bir sürede birlik ve beraberlik sağlanacaktır.

*

Herkesin kendince sevdiği ve seveni olmuştur. Ancak siz Hâkim-i Mutlak`ın seveni ve sevdiği olmaya gayret ediniz. Asl olan budur.

*

Gençlerin ölümünden dolayı aleni sevinenler ya da bıyık altından gülenler, nasıl bir ruh yapısına sahipler acaba? Kıllı ve yağlı göbeklerini kaşıyanlar, ruhsuz ve insan değiller mi acaba? Yoksa...

*

Güya "Avrupa... NATO...BM...Komşu Ülkeler…

Dünya terör örgütü, PKK`nın saldırılarını kınıyor" muş muş!!! Peh!!!! Hadi oradan be!!!

*

Ben her zaman söylerim: “Eylül ayını hiç sevmiyorum" haksız mıyım yani?

*

Yaşadığım su ömür boyunca şunu öğrendim ki; eden illa ki buluyor. yeter ki inancını, metanetini, muhafaza ederek, sabır gösterilsin. Haklının hakkı kimse de kalmamıştır. Ya şöyle söyleyelim; hak yolunda ah yerde kalmamıştır, kalmaz da.

*

Şu 3-5 günlük dünyada, kimse burnunu havalara kaldırmasın, gün gelir onun da burnu çirkefe batar, yerlerde sürünür. İnansanız da, inanmasanız da...

*

İnsanın yapmak istedikleriyle, yaptıkları farklı,

İnsanın konuşmak istedikleriyle, konuştukları farklı,

İnsanın beklentileri ile karşılaştıkları farklı oluyor.

İnsan günlerce tasarladıklarını, bir an da ortaya döküveriyor, uyuşsa da uyuşmasa da...

*

Geçen gün, bir vatandaş çocuğuna tembih ediyordu: "Her gördüğün sakallıyı denen belleme." Ancak tebessüm ettim, edebildim..

*

İnsanın yediği darbelerden sonra, ne zaman, kaç yaşında mesela aklı başına geliyor, bilen var mı?

*

Kartal bir kuştur, yükseklerde uçar, Devekuşu ’da bir kuştur; ama başını kumlara gömer.

*

Yolu Kürt evlerine, özellikle kırsal kesimdeki Kürtlere misafir olanlar iyi bilirler. Elinde avucunda ne varsa önüne serer, yüreğinizi, evini açar size. Halen eskisi gibi olmasa da yine Kürt ailelere misafir olanlar bunun alasını görebilirler. Öyle ki Doğu ve Güneydoğu’da şehirler de değil ama birçok ilçelerde, Beldelerde asla otel bulunmaz, lokanta bulunmaz. Belki şu an da lokanta değil, ama hala otel bulunmayan yerlerimiz mevcut. İşte onlardan bir tanesi Adıyaman’ın Çelikhan ilçesi... Halen otel bulunmamaktadır. Misafirin otelde yatması ayıp karşılanır. Yeter ki herhangi bir evin kapısını çalın, Güler yüzle içeriye davet edilirsiniz. Doğu ve Güneydoğuda çaldığınız her kapıda aynı şekilde karşılanırsınız.

Ancakkkk;

Ne zaman ki terör örgütleri ortaya çıktı. Her şey bir an da farklılaşmaya başladı.

İnsanlar dili, mezhebi, meşrebi ve mensubiyeti açıcından ayrışmaya zorlandı. Önyargılı ve art niyetli yaklaşılmaya başlandı. Batı’da Türk Kürt’e, Doğu’da Kürt Türk’e farklı bakmaya başladı. Bunun zamanla tehlikeli boyutlara ulaşması muhtemeldir. İşte tam da bu durum ve tablo, terör örgütlerinin ve dolayısıyla hamilerinin istediği kaos ortamıdır.

Akıllı olmak lazım!.. Galeyana ve hezeyanlara gelmemek lazım… Yine eski alışkanlıklarımıza, özelliklerimize ve güzelliklerimize dönmemiz lazım. Bizler kardeşiz ve yıllar var ki hep birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde yaşamışız. Bizler her birbirimize düştüğümüz de, Türklerden veya Kürtlerden her biri öldüğünde; bıyık altından gülenler, tırnak sürtenler ve kıllı göbeklerini ovuşturanlar, hep kahvelerini höpürdeterek içmişlerdir, içeceklerdir. Bu tarihte de böyle olmuştur, şimdi de böyle oluyor, gelecekte de böyle olacaktır.

Bizim derdimiz bir, sevgimiz bir, acımız bir, mutluluğumuz bir; beraber gülmüş, beraber ağlamışız, birbirimizden kız alıp, kız vermişiz, kirve olmuşuz.

O yüzden,  unutmayın ki; Türk, Kürt kardeştir, ayırım yapan kalleştir.

 

 

Kerim BAYDAK

[email protected]