Üç bilge maymuncuk var onları bilmeyeniniz yok gibidir. GÖRMEDİM-DUYMADIM-BİLMİYORUM anlamını sembolize eden ev ve iş yerlerimizi süsleyen maymuncuklar serisi aslında Japon bilgeliğiyle ilişkilendirilir. Bilinenin aksine Japonlardaki manası kötülük görmüyorum - kötülük duymuyorum - kötü konuşmuyorum diye tabir edilir.

Ancak yakın geçmişimizde bu üç maymuncuk başka bir şeyin sembollerine dönüşerek; Pasif ve korkak kişiyi göstermek için kullanıldı.

Sembollerin bizdeki tezahürü ise görmüyoruz, kimse-cik-ler duymamakta ve konuşmuyor- konuşamıyor. Görmüyorum diyorum ama anlıyorum. İnsanlar görüyorum ama insanların içinde ne olduğunu görmüyorum. Işığı görüyorum amma tünelin ucunu göremiyorum. Onun için gördüklerime siyah bir perde çekiyorum. Gözlerimi kapatıp ileriye dosdoğru bakıyorum. Sürekli olarak iyiyi ve güzel olanı umuyorum. Kendimi aynada görüyorum. Her geçen gün çirkinleşiyorum. Bu yüzden aynayı kırmayı ve göremeyen biri gibi olmayı tercih ediyorum. Körler, sağırlar ve dilsizler ülkesine ait olduğumu hissediyorum.

Çoğumuz kötülükler, sefalet ve zihinsel yorgunluk dünyasının ördüğü iğrenç bir davranış olan görmeme, duymama, konuşmama davranışlarını sergileriz.

Haksızlıklar karşısında susarak görmez, duymaz ve bilmezden gelenler dilsiz şeytandır.

Herkesle iyi geçinen, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyemeyen, zalime zalimsin diyemeyen, etliye sütlüye karışmayan, herkese sende haklısın diyerek kırmızı güller dağıtan, daima kazanana oynayan, haklıdan değil ama güçlüden yana tavır alan, gelen ağam gidene paşam diyen, rüzgârın yönüne göre hareket eden, ilkeli bir duruş sergilemeyen, her devrin adamı olan, nokta kadar menfaat uğruna virgül gibi eğilip bükülen, susmayı kendi kabuğunun içine çekilmeyi bir yaşam biçimi ve kişilik simgesi olarak benimseyen kimseler kesinlikle münafıklık alameti sergilerler.

Her türlü melaneti işleyenin yanına kar kaldığı bir dünyada susarak bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz oluverirsiniz. Bizden uyarması!