Doğum tarihi kesin olmamakla birlikte,
1944’te Şırnak’ın
Cizre ilçesinde doğdu.
Küçük yaşta annesini kaybetti.
Babası ticaret ile meşguldü.
Küçük yaşta Cizre’de medrese eğitimine başladı.
Kardeşleri babasının yanında ticarete yönelirken, kendisi
Ku’ran-ı Kerimin ilk ayeti olan;
“Yaratan Rabbimin adıyla oku!”
ayetini kendisine rehber edindi.
“Beşikten mezara kadar ilim öğrenin”
“Âlimin mürekkebi şehidin kanından üstündür”
Hadisi Şeriflerde buyrulduğu gibi kararını verdi.
İlim öğrenecek, ilim öğretecekti.
Siirt Tillo,
Batman,
Diyarbakır,
Irak,
Suriye’de eğitim aldı.
Bu eğitimleri sırasında,
Şırnak’ın Cizre ilçesinde evlendi.
Diyarbakır’daki hocası “icazet” verip, Konya veya Adıyaman’a giderek insanlara irşad etme tavsiyesinde bulundu.
Hocamız tercihini Adıyaman’dan yana kullandı.
Hocamız Adıyaman’a gelip GAP Camisi’nde namazını eda etti.
Başında külah, elinde çanta,
GAP Cami imamının dikkatini çekmişti.
Onunla sohbet edip, derin ilmîne vakıf olan imam efendi, hocamıza “Kahta’ya gitme” tavsiyesinde bulundu.
Hocamız, İmam Efendinin tavsiyesine uyarak Kahta’ya gitti.
Hocamız Kahta’da Fırıncı Hacı İbrahim ile tanıştı.
Allah dostu Fırıncı Hacı İbrahim;
ilim,
ihlas ve samimiyetinden o kadar etkilendi ki
hemen iki şey yaptı:
1- “Talebe Okutması” için Hocamıza hemen bir yer tahsis etti.
2- Kahta ilçe Müftüsü ile tanıştırdı.
Kahta ilçe Müftüsü, Hocamızın İslami bilgilerdeki
ehliyetini,
liyakatini ,
azmini,
İhlas ve performansını görünce
bu değeri milletimize,
Diyanet teşkilatına kazandırmak istedi.
“İmam Hatiplik” için sınava tabi tuttu.
Yapılan sınav Hocamız için çocuk oyuncağı gibiydi.
Sınavı başarıyla geçti.
Hocamız 1972’de
Kahta’nın Alidam köyüne imam hatip olarak tayin edildi.
Yedi yıl imam hatip olarak görev yaptığı Alidam”da
tüm gayretlerine rağmen husumetli iki aileyi barıştıramadı.
Bu duruma çok üzülen hocamız, köyde daha fazla kalmak istemedi.
Adıyaman merkeze tayin istedi.
Yedi yılın sonunda Adıyaman Merkez Yenipınar Camisine tayin edildi.
Sonra da becayişle ataması Bahçelievler Yenimahalle Camisine yapıldı.
Bahçelievler’de;
camide,
evinde ,
ilerleyen yıllarda ise caminin hemen yanında yapılan “medresede” öğrencilere;
Kur’an-ı Kerim,
hadis,
ilmihal,
fıkıh,
tefsir,
kelam,
akaid,
siyer,
tasavvuf,
Arapça edebiyat ilimleri vs. dersleri verdi.
Halen de bu dersleri vermeye devam ediyor.
Kendisine, Adıyaman’ın evliyası olarak bakan cemaat ile birlikte
1992 yılında “Adıyaman Abuzer Giffari Kültür ve Eğitim Vakfını “ kurdu.
Daha çok hizmet edebilmek gayesiyle yıllardır düşlediği “Külliyeyi” inşa edebilmek için
yıllarca biriktirmiş olduğu şahsi birikimi ile Altınşehir mahallesinde 5 dönümlük bir yer satın aldı.
Almış olduğu, Altınşehir mahallesindeki yere,
2020 yılında “İslami İlimler Külliyesi” için temel atıldı.
İnşaat halen devam etmektedir.
Hocamızın hizmet alanı Adıyaman’la sınırlı kalmadı.
2012 yılında emekli oldu.
“Emekli İkramiyesi” ile Şanlıurfa’da
“talebe okutmak”,
ilmi faaliyetlerde bulunmak
için 1 dönümlük bir yer aldı ve gerekli yapılaşmayı tamamladı.
Hocamızın Şanlıurfa’daki İslami eğitim faaliyetleri de devam etmektedir.
Hocamız;
siyaset ile ilgilenmez,
ticaret ile ilgilenmez,
dur durak bilmez,
İslam’a hizmette sınır tanımaz.
Yaşadığı hayatta bir gün dahi
eşiyle,
dostuyla,
arkadaşlarıyla,
çocuklarıyla planlı programlı olarak;
piknik,
eğlence,
tatil,
yapmamıştır.
Tüm zamanını ilim öğretme, ilim öğrenmeye ayırmıştır.
Ona göre emeklilik bir keredir ve oda ancak kabirde olur.
Yaşadığı hayatta bir an bile göğsünü kabartıp başını kaldırarak, karşıya bakıp böbürlenerek, kibirle yürümemiştir.
Hayatı boyunca devamlı
başını kalbine doğru eğerek önüne bakıp gerçek bir tevazu abidesi olarak
yürümüş,
oturmuş,
kalkmıştır.
Çünkü
İnsanlara karşı kibirlenip onlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez. (Lokmân, 31:18)
ayetini en iyi bilen ve bunu kendi hayatında hakkıyla uygulayan biridir.
O kadar mütevazı ve gururdan kibirden uzaktır ki hiç kimseye elini öptürmez.
Dünya malına hiç tama etmemiştir, tüm birikimini öğrencilerin eğitimine harcamıştır.
Çünkü:
"Şüphesiz Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah için) gizli ve açık infak edenler( hayır için harcama yapanlar) asla zarara uğramayacak bir kazanç umabilirler. " (Fâtır 35:29)
ayetini en iyi bilip hayatına tatbik edenlerdendi.
Hocamız;
İbadetleri yaparken, dünya işlerini düşünmeyip ibadetlerin beden ve kalple birlikte yapılması gerektiğini her fırsatta vurgular.
Kul hakkına aşırı derecede hassasiyeti vardır.
Kul hakkına hassasiyeti “temsilde hata olmazsa” sahabe titizliği şeklindedir.
Zalime kesinlikle meyledilmemesi gerektiğini özelikle vurgulamaktadır.
Ona göre: ”Küfre rıza küfür, zulme rıza zulümdür. “
Dünya menfaati için, Allah ile, din ile, din istismarı ile ,
İNSANLARI ALDATMANIN,
büyük bir yanlış,
haram ve tehlikeli olduğunu özellikle belirtmektedir.
Hocamız normal erkek boyunda yaklaşık 50 kg’lık cüssesiyle “bir lokma, bir hırka” anlayışını beden ve nefsine uygulayan bir Allah dostudur.
insanların karşısında
iki büklümlü olan,
gurursuz,
kibirsiz,
riasız kendisini Allah yoluna adamış birisidir.
Medar-ı iftarımız, hocamız, peygamber metodu ile
kibarlığı,
alçak sesle konuşması,
mütevazılığı,
ihlası sayesinde sohbetine katılan kişiyi manen etkisi altına alır.
“Zat-ı Alilerini” gören bir kişi;
tevazuyu,
samimiyeti,
sakinliği,
kibarlığı,
saygıyı,
hürmeti,
inanmışlığı,
teslimiyeti,
mütevazılığı,
alçak gönüllüğü,
anında hissedebilmektedir.
Hocamız iki kere evlenmiş olup ilk eşi 1996 yılında vefat etmiştir.
İlk eşinden biri kız diğeri erkek 2 çocuğu olmuş ancak erkek evladı küçük yaşta vefat etmiştir.
İkinci eşi 6 Şubat 2023 tarihindeki depremde vefat etmiştir.
İkinci evliliğinde de biri kız beşi erkek olmak üzere 6 evladı vardır.
Varını yoğunu İslamiyet’i öğrenip öğretmeye adayan hocamızı;
tanımayan,
bilmeyen,
görmeyenler varsa eğer dünya gözüyle görmek,
bir hayır duasını almanın bir kazanç olduğunu düşünmekteyim.
Çünkü:
*"Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Asıl varılacak güzel yer, ahiret yurdudur. Keşke bilselerdi! (Ankebût, 29:64)
ayetini en iyi bilip yaşantısına en iyi bir şekilde tatbik edenler arasındadır.
Şeyh Muhyeddin El Cezeri Seyda Hocamızda Allah razı olsun.
Ailesiyle birlikte kendisine hayırlı, sağlıklı uzun ömürler versin.