Bazı insanlar vardır, adı söylenince ilk anda memleketi akla gelir; Kemal Tabak, Besni; Ali Rıza Septioğlu, Elazığ; Öznur Çalık, Malatya; Kamer Genç, Tunceli gibi… İşte milletvekilimiz Ahmet Aydın’ın da adı söylenince Adıyaman akla geliyor. İl dışında Adıyamanlı olmayan biri ile tanışma esnasında memleketimizi söyleyince sıcaklık amaçlı da olsa bir çoğunun ilk sorusu genellikle “Milletvekili Ahmet Aydın da sizin oralı, değil mi?” olur.

AK Parti Adıyaman Kurucu İl Başkanı Av. Hüsrev Kutlu’nun ilk seçimde milletvekili seçilmesiyle il başkanlığı “yükünü omuzlayan” Aydın’ın, 1 Mart 2007’de Adıyaman’da yapılan düğününe “göz doldurduğundan” olacak ki o tarihte Başbakanımız olan R. Tayyip Erdoğan da katılmıştı. Düğün salonunda gördüğüm yakın koruma sayısı 5-6 idi. Salondan ayrılırken korumalarını geride bırakarak büyük ve hızlı adımlarla tek başına hemen önümden geçmişti. Şimdiki korumalarının sayısını düşünüyorum da ne sayı aynı, ne de koşullar aynı... İl Emniyet Müdürlerimizden Mustafa Sağlam da yakın korumasız bir uzak koruma ile eşofmanıyla gece yürüyüşü yaparken Diyarbakır’a atandığında nerede ise il plaka kodu sayısınca koruma ile dolaştığını duyunca garipsemedim. Çünkü her olayı kendi zaman, mekan ve konjonktürel koşullarına göre değerlendirmek gerek...

Önce TBMM AK Parti Grup Başkan Vekili iken şimdi TBMM Başkan Vekili görevine yükseltilen Aydın; siyasette bu konuma geleceğini biliyor mu idi? Sanmam.  Zaten konuşmalarında da siyasetin bir “kader, kısmet” olduğunun üstüne basa basa her zaman söylemiş, hiçbir “şişkinlik” içerisinde olmamış, “başından büyük laf” ta etmemiştir.

Adıyaman’dan başka ile atanan bir kamu görevlisi dostumla on yıl kadar önce Ankara’da sohbet ederken; “Bir vatandaşın işine kolaylık gösterilmesi için mümkün olduğunca yardımcı olmamı isteyen dostlarına haliyle bir çok ilde rastladım ama, işi olan bir vatandaşın işini yapmamamı isteyene yalnızca bir ilde rastladım.” demişti.

Adıyaman’dan başka ile atanan değerli bir valimizle ilgili naçizane köşe yazılarımız konusunda o tarihlerde bazı okuyucularımız; “Vali’yi sürekli övüyorsunuz. Dikkat ediyoruz, yazdıklarınızın hepsi doğru. Abartı da yok. Lakin hiç mi eksiği, yanlışı yok? Varsa niye yazmıyorsunuz?” diye sormuştu. Her insanda en azından bir eksiklik görülebileceğini, ancak o insanla ilgili 99 birim pozitif, 1 birim de negatif bir değerlendirme var ise 1 negatifin 99 pozitif değerlendirmeyi gölgelemesine fırsat vermenin “haksızlık” olacağını, o kişinin şevk ve heyecanının da kırılabileceğini düşünerek kendime “otosansür” uyguladığımı samimiyetle söylediğimde tek kelime ile “Haklısınız.” demişti. Bu arada Mevlana Hazretleri’nin “İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı olmaz” sözünün gereğini kibarca yapmanın da elzem olduğunda hemfikir olmuştuk.

Yalnızca köşe yazısı yazarken değil, dost sohbetinde konuşurken de aynı ilkelerle “fotoğrafın bir kısmına değil tamamına” bakılması gerektiğine inanıyorum. Sadece siyasiler veya bürokratlar için değil, sıradan insanlar için de… Aksi halde “İftira at, yer tutmazsa iz tutar.” hesabı ile “itibar cellatlığı” yapılmış olur. Girmez olaydı, nereden dilimize girmiş ise “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” dersek, körlemesinebin yaşamasını” dilediğimiz o yılan döner, dolaşır, artık “dokunacağı” kimse kalmaz ise sıra bize gelir. Bu kez artık “ölsün” bile diyemeyiz.

17 Ekim 2016 akşamı Mercan TV ana haber bülteninde Ahmet Aydın’ı “birikimi” ile birlikte dinlerken bunları hatırladım, düşündüm. Ve Aydın’dan şu talepte bulunmaya karar verdim:

Programda sözü edilen yatırımlardan Koçali ve Gömikan Barajlarının inşaat yapımlarıyla birlikte sulama ve arıtma tesisleri yapımlarının da eş zamanlı yürütülerek BU KEZ Adıyaman’a “tüm iyilikleri bir defada yaşatması.”

Ve önceki iki teşvik paketi gibi yine şikayetçi olmamamız için “23 cazibeli il” arasında yer alan Adıyaman’a verilecek teşvik tedbirleri  ile ilgili bürokratik çalışmaları mutlaka BU KEZ “yakın markaj”a alması.

Yolunuz “aydın” olsun Ahmet Aydın!

Yolunuz “aydın” olsun tüm güzel insanlar!