Kent Konseyi Başkan Adayı Mehmet Küçük'ün avukatı Hacı Orhan tarafından açılan dava, Adıyaman 3'üncü İdare Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme, dava konusu işlemin kent konseyi yürütme kurulunun seçimine ilişkin kısmının iptaline karar verdi.
Seçim süreci yargıya taşınmıştı
Adıyaman Kent Konseyi Başkan Adayı Mehmet Küçük'ün avukatı Av. Hacı Orhan, 17.11.2024 tarihinde gerçekleştirilen genel kurulda çok sayıda usulsüzlük bulunduğu gerekçesiyle seçim sürecini yargıya taşımıştı. Açılan davada, genel kurulun hukuka aykırı şekilde gerçekleştirildiği ileri sürülmüştü.
Dava Dilekçesinde Yer Alan İddialar
Dava dilekçesinde özetle şu iddialara yer verildi:
-İlde teşkilatı ve temsilciliği bulunmayan Kürdistan Komünist Partisi adına M.Y.'nin oy kullandığı,
-Kooperatiflerin kent konseyinde bulunmaması gerekirken oy kullandırıldığı,
-Genel kurul ilanında seçim saatlerinin belirtilmediği,
-Seçimin saat 10.00'da başladığı ancak oy kullanacak 72 delege gelmeden, tüm delegeler oy kullanmadan saat 13.00'te sandıkların açıldığı,
-Salonda delege olmayan kişilerin bulunmasına rağmen el kaldırma yoluyla açık oylama yapıldığı,
-Eller sayılmadan yürütme kurulunun seçildiği, kaç oyla seçimin kazanıldığının belli olmadığı,
-Oylamaya katılmayanların ve delege olmayan kişilerin oy kullandığı,
-Müracaat dilekçelerindeki imzalarla hazirun listesindeki imzaların örtüşmediği,
-Başvuru şartı olmamasına rağmen belediye tarafından önceden onaylanmayan kişilerin oy kullanamadığı,
-Adıyaman Gençlik ve Spor Derneği temsilcisi olarak başvuruda yer alan H.D.'nin sonradan TFF Temsilcisi olarak değiştirildiği,
-Adıyaman Barosu temsilcisinin H.V. iken son gece B.Ç. olarak değiştirildiği.
Bu gerekçelerle yürütme kurulu seçiminin iptali talep edilmişti.
Mahkemeden İptal Kararı
Adıyaman 3'üncü İdare Mahkemesi, yapılan değerlendirme sonucunda, 'Dava konusu işlemin kent konseyi yürütme kurulunun seçimine ilişkin kısmının iptaline' karar verdi.
Kent Konseyi'nden Yazılı Açıklama
Mahkeme kararının ardından Adıyaman Kent Konseyi tarafından yazılı bir açıklama yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
'17 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilen Adıyaman Kent Konseyi seçimleri; tüm paydaşların bilgisi, onayı ve katılımıyla, mevzuata uygun ve şeffaf bir şekilde tamamlanmıştır.
Seçim süreci boyunca alınan kararlara kendi iradeleriyle imza atan bazı grupların, sonuçlar kesinleşince hiçbir somut gerekçe ortaya koymadan usulsüzlük iddiasıyla yargıya başvurması, kamuoyunda haklı olarak soru işaretlerine neden olmuştur.
Bu tutumun, hukuki zeminden çok seçim mağlubiyetinin hazmedilemediğinin bir göstergesi olduğu kanaatindeyiz.
Adıyaman Kent Konseyi olarak; kişisel hesaplar ve karalama girişimleri üzerinden ayrışmak yerine, şehrimizin geleceğini önceleyen ortak akıl, iş birliği ve sorumluluk bilinciyle çalışmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.'
Mehmet Küçük: 'Adalet Yerini Buldu'
Kent Konseyi Başkan Adayı ve seçimi yargıya taşıyan Mali Müşavir Mehmet Küçük ise yaptığı yazılı açıklamada, yargı kararının tartışmaları sona erdirdiğini belirtti.
Mehmet Küçük'ün açıklaması şöyle:
'17 Kasım 2024 tarihinde yapılan Adıyaman Kent Konseyi seçimlerine ilişkin tartışmalar artık bir kanaat meselesi olmaktan çıkmış, yargı süreciyle birlikte hukuki bir sonuca bağlanmıştır. Mahkeme kararı ortadadır ve Kent Konseyi Yürütme Kurulu seçimi hukuka aykırılık nedeniyle iptal edilmiştir. Bu gerçek, kimsenin yorumuna veya niyet okumalarına ihtiyaç bırakmayacak kadar açıktır.
Bu nedenle, süreci yargıya taşıyanların 'somut gerekçe ortaya koyamadığı' ya da meselenin 'seçim mağlubiyetinin hazmedilememesi' gibi ifadelerle küçümsenmesi, hukuki gerçeklikle bağdaşmadığı gibi kamuoyunu yanıltan talihsiz bir üsluptur.
Ayrıca 'bazı gruplar' şeklinde yapılan genellemelerin de altını çizmek gerekir. Bahsi geçen yapılar; kişisel çıkar çevreleri değil, Adıyaman'ın sivil toplum kuruluşlarıdır. Kent Konseyi'nin varlık sebebi olan STK'ları bu şekilde itham etmek, temsil edilen delegelere bakış açısını da ortaya koymaktadır.
Unutulmamalıdır ki delegeler bu kentin iradesidir. Onların iradesini değersizleştiren, itiraz hakkını karalama olarak gören bir dil, ortak aklı değil tahakkümü çağrıştırır. Adalet yerini bulmuştur.'
Kaynak : PERRE





