2024 acısıyla tatlısıyla geldi geçti. En güzel tarafı ise yine hiçbir şekilde ders alıp da geleceğe dair sağlam adımlar atmıyor ve atmayacak olmamızdır. Şaşırdık mı tabii ki de hayır. Aksi olsaydı belki de kıyamet alametlerinden biri gerçekleşmiş olacaktı. 2023’ten 2024’e geçerken de yeni yıla dair güzelleme teraneleri duymuştuk. Yeni yılın sağlık ve mutlulukla birlikte yeniden şahlanma yılı olma teranelerini yine duyacağız. Bu söylemlerin ayık kafayla söyleniyor olması şaşırtıcı olsa da öyle alıştık ki kimin ayık kimin sarhoş olduğunu ayırt edemez olduk.

Önceki yıllarda olduğu gibi 2025’in sonunda da görülüyor ki bir yılımızı daha Ahmet Kaya’nın “Yorgun Demokrat” şarkısıyla geçireceğiz.

“Karanlık yollardan geçeceğiz,
Zehir gibi sular içeceğiz
Bir yanımızda ölüm
Bir yanımızda yâr seveceğiz.

Bir değil, binbir kere
Sırat köprüsünden geçip
Cehennem denen illetin
Ta göğsünü deleceğiz.

Bu yolda dönenler olacak
Mum gibi sönenler de
Yâr göğsüne baş ko'madan
Vurulup düşenler de tabii…”

Demokrasinin kalesi konumundaki ülkemizde bizler gibi az çok yarım yamalak yorulan demokratlar olacaktır. Yeter ki kafamızı kuma gömmeyelim. Yorgun demokratlar olarak kazanacaklarımıza odaklanmak yerine neleri kaybetmediklerimize odaklanmak gerekir.  Görülüyor ki bu sene de aç susuz ve yorgun kalmaya devam edeceğiz. Ama şükredeceğimiz o kadar çok şey var ki. Bugün sağ kalmışsak, tacize, tecavüze, şiddete, cinayete, cezaevine maruz kalmadıysak ne mutlu. 365 günün sonunda 2025 yılına kadar sağlam gelebilmek mucize dışında neyle açıklanabilir ki? 

Yine yorgun demokratlar olarak geleceğe dair mutsuz, umutsuz söylemlerden uzak, güzel temennilerin oluşmasına yardım ve yataklık etsek de 2025 yılında neler olup olmayacağına dair fikirler besliyoruz. Kendimizi kandırıp hayaller kurmayı elden bırakmayıp en azından bir gecemizi eğlenerek geçirebilmenin derdi ile yiyelim, içelim, eğlenip harcayalım. Hani bir şarkı vardı Zeki Müren’den dinlediğimiz;

“Her zaman gamlıyım, her zaman üzgün
Beklerim yolunu aylar boyunca
Yeter ki gel bana
Senede bir gün, senede bir gün”

Hiç değilse senede bir gün yapalım? Nasıl olsa bir gün sonrasında karşılaşacağımız manzaraya 2024 yılında alıştık. Hatta daha öncesinden de bağışıklığımız var. Baki kalacağa benzeyen demokratik yaşam beklentilerimizi şimdiden rafa kaldırmanın rahatlığıyla şenlensin gecemiz.  

Kaybedenler kulübündeki çocuklarımıza, gençlerimize, işçilerimize, emeklilerimize, asgari ücretlilere dair umut ve sabrın tohumları umarız yeni yılda da yeşerir. Fazla değil bir yıl daha karnımız doyar sabırla, şükürle, yalanlarla, din tacirlerinin ipe sapa gelmez telkinleriyle... Bir gün daha masallarla, ninnilerle tatlı tatlı uyumaya devam ederiz. 

Ertesi güne uyanacağız. Yine yeni şarkılar bestelenecek, yeni filmler çıkacak, tiyatrolar sahnelenecek, yeni milyonerler, milyarderler çıkacak meydanlara. Yine tacizler, tecavüzler, cinayetlerle karşılaşacağız ekranlarda. Yine kedi köpek katliamları yapılacak barınaklarda. Yerine otel yapılacak ormanlar yine yanacak. Umursamadığımız esnaflar kepenk kapatacaklar. Çocuklar aç girecek yatağa. Ağlayarak intiharın eşiğine gelecek babalar. Adalet  bu sene de ağır aksak, kör, sağır ve dilsiz oynayacak rolünü. Yine sokaklarda olacak demokratlar yorgun argın; karşısında polis amcalar… Basın bu sene de  üç maymunu oynayacak. Aklımızla, ruhumuzla, vicdanımızla geçecek dalgasını. Avrupa yine beleşe çımbızla çekecek pırlantadan gençlerimizi, altın çocuklarımızı.  

Biz yine yapayalnız, çaresiz ve ağlak halde halimize şükredip yalvaracağız Tanrı'ya.  Yine birbirimizi pohpohlayacak, gaza getireceğiz. Korku ve kaygılarla dimdik ayakta tutan yalanları ardı ardına sıralayacağız. Gün gelecek diyeceğiz, devran dönecek; tüm dünya önümüzde el pençe divan duracağı günlerin yakınlığıyla inleteceğiz ekranları. Tanrı’nın bize torpil geçeceği umuduyla edeceğiz duaları. 

2025 de 2024 yılı gibi yine bizim yılımız olacak. Gerekirse soğan ekmek yiyeceğiz. Yine de zenginlerimizi, büyüklerimizi, şeyhlerimizi, ağalarımızı, paşalarımızı hele de kodamanlarımızı kimseye yedirmeyeceğiz. 2026’nın temellerini atacağımız bu yılda yeni bulunacak gazlarımızı, açılacak bilmem kaç milyon varil petrol kuyularımızı kutlayacağız. Alkışlayacağız günlerce; ellerimiz nasır bağlayacak, kısılacak sesimiz, ağlamaktan kızaracak gözlerimiz. Bu sene de tadını çıkaralım televizyondan yeni yılın. Belki başımıza sıçar diye bekleyelim talih kuşunun b…kunu. Kime niyet kime kısmet...