Türkiye 16 Nisan’ da OHAL’in gölgesinde bir Referanduma gitti. Hayır %49, Evet % 51 Seçimin adil koşullar altında yapılmadığını, YSK’nın yasayı açık ihlalini birçok makalemde dile getirdim. Tekrar yinelemek isterim. Anayasalar, toplumun büyük bir çoğunluğunun üzerinde anlaştığı, bireyin hak ve özgürlüklerinin sınırlarının belirlendiği, hukuksal toplum sözleşmeleridir. Bunun içindir ki, bu sözleşmeler hazırlanırken ortak mutabakat esas alınmalıdır. Anayasalar sadece bir siyasi partinin mutfağında hazırlanıp bir oldubittiyle topluma dayatılmaz. Ne yazık ki, bu tanıtım sürecinde de gerek Sivil Toplum Örgütleri, gerek Barolar, gerek Üniversiteler üzerinde tartışma, konuşma ortamı pek hazırlanmamıştır. Ya da çok zayıf kalmıştır. Partili Cumhurbaşkanına gelince; Bugün Anayasamızda tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı artık AKP’nin Genel Başkanı oldu. Diyeceksiniz ki, zaten partisinden hiç kopmamıştı ki, evet doğru. Biz Cumhurbaşkanının aynı zamanda Partinin Genel Başkanı olmasını başından beri sakıncalı gördük, tarafsızlığını yitireceğini ve devletin başının taraflı olmasının yanlışlarını birden çok gerekçeyle vurgulayarak Hayır dedik. Bakın, Partili Cumhurbaşkanı kendi partisinin il, ilçe yönetimine kadar müdahale edecek. Üstelik aynı partili Cumhurbaşkanı Valiyi, kaymakamı yani tüm bürokrasiyi kendisine göre şekillendirecek, bu da parti devleti demektir. Biz güçlendirilmiş bir Parlamenter sistemin ülkemizin ruhuna daha uygun olduğunu savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Son değişiklikle HSYK( Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu), şimdi HSK oldu. HSK’nın 4 üyesini Partili Cumhurbaşkanı, 7 üyesini TBMM’nin en fazla Milletvekili olan AKP tarafından, bir üye Adalet bakanı ve bir üyede Adalet bakanı müsteşarı toplam 13 üye. Yani anlayacağınız 13 üyenin tamamı AKP tarafından seçildi. Kamuoyunun vicdanına seslenmek isterim. Bu koşullar altında Hâkimler ve Savcılar tarafsız olabilecek mi? Yeni düzenlemeyle Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamına yakını ve yeni adıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun önemli bir kısmının Partili bir Cumhurbaşkanı tarafından atanması Yargı denetiminin, kontrol mekanizmasının kalkması demek değimlidir? Diyelim ki, O partiye oy vermemiş vatandaşların Yargıya başvurmaları halinde adil bir yargılanma olacak mı? Vatandaşa bu güven nasıl verilecek? Oysa adalet devletin temelidir. Halkın adalete olan duygusu zedelenir. Cumhurbaşkanı halkın tamamını temsil ederken, partili Cumhurbaşkanı sadece kendi partisini ve kendisine oy verenleri temsil eder ki, bu ayrışmaya neden olur. Bir diğer endişemi dile getirmek istiyorum. Partili Cumhurbaşkanına verilen yetki ile bir kararname ile coğrafi bölgeler kurabilmesidir. Bu durum halkımızı bölme endişesini taşımaktadır. Demokratik Hukuk Devletinin olmazsa olmazı denge – fren sistemidir, kontrol mekanizmasıdır. Partili Cumhurbaşkanı Sistemiyle kontrol mekanizması ortadan kalkmıştır. Ülke gündemi o kadar yoğunken devletin başının siyasi bir partinin kongresini yönetmesi ne kadar doğru?

26.05.2017

Fatma ULUBEY