İnsanların duygu ve düşünceleriyle oynamak doğru değil

Bazı insanların, bunları pek dikkate almadıklarından olsa gerek, cürümlerine bakmadan, kişilerin duygularıyla oynamaktadırlar.

Ne olmuş, nasıl olmuş, sonucu ne olmuş, pek dikkate almıyorlar.

Bezen insanların omuzlarına basarak yükselmeye, gündem oluşturmaya ve popüler olmaya düşüncesindeler.

Bunu yaparken, aynı zaman da kişileri aşırı beklentiler içerisinde bırakıyorlar.

Toplum nezdinde olduğundan farklı bir popülizme tabi tutuyorlar.

O kişilerin, oportünist düşüncelerle oluşan popülizmin ne kadarını kaldırabileceklerini ve sonuçta hayal kırıklıklarının olabileceğini pek umursamıyorlar.

İnsanların omuzları üzerinden yükselerek, rant devşirme derdinde olan bazı menfaatperestler, âdeta şov derecesinde, kişilerden ziyade kendilerini ön plana çıkarma derdindeler.

Tüm dertleri göz önünde olmak, belki de adlarının önüne bazı eklemeler yaparak, toplum nezdinde özel farkındalık yaparcasına, önde ve gözde olmak isteyen insanlar olduğu sürece; bazıları da kendi yağlarında kavrulmaktan da mahrum hale gelebiliyorlar.

***

Aşırı beklentilerle hayata tutunmaya çalışan, “denize düşen yılana sarılır” misali, en ufak bir beklenti içerisinde, yana-yıkıla hayatını idame ettirmeye çalışanların, her şeyden umudunu kesmesiyle, bir girdabın içerisinde yok oluyorlar.

Artık bu gidiş-yok oluş, bir kurtuluş mu oluyor, yoksa oportünist düşüncelilere bir ders mi oluyor ya da ders mi veriliyor, karar verilmesi bir hayli zor.

Dünyanın her tarafında, insanlığın yaratılışından bu yana, hangi alanda ve meslek grubunda olursa olsun, bu tür olanlara rastlamak mümkün.

Amaca ulaşmada, araç olarak kullanılan bu düşünce ve yaşayış biçimi, insanları mıknatıs gibi çekmekte ve insanî değersizliklerin pençesinde hapsetmektedir.

Başkalarının yaşantısı ve yaşam biçimi üzerinde hak arayışından kendine pay çıkarma ve toplum nezdinde popüler olma uğruna, bir anlayışa sahip olmak, herhalde olsa olsa en alasından ahmaklıktan başka bir şey değildir.

İnsanların doğal yaşayış seyri içerisinde, gelişecek ve şekillenecek olan bir takım hadiselerin, akışında devam etmesini sağlamak ve görmek en iyisi olsa gerek.

İnsanlar rencide olmadan, aşırı beklentiler içerisine girmeden, makul ve mantıklı duygu ve düşünceler içerisinde, toplum nezdinde bir hak elde etmeli-vermeli ve kabul edilmelidir.

Atalarımız “su akar yolunu bulur” demişler.

Su akıp yolunu mu buluyor, yoksa suya yol mu gösteriliyor!

Derinlemesine düşünmek, muhasebesini iyi yapmak gerekiyor sanırım.

Kerim BAYDAK

[email protected]