Dünya da şu an meydana gelen her kötü olayın, yaşanan acıların temeline bakıldığında birilerinin bizi zorla da olsa kendisine benzetme çabasından kaynaklanıyor. Demokrasiyi ağzından düşürmeyenlerin kafamıza vura vura bizi hayal etttiği renklere boyamasından, kendi has rengimize tahammülsüzlüklerden bizler onlar ayrımınından  başka hiç bir şeyin sebeb olmadığı görülüyor

Yaşam alanlarımıza öyle bir müdahale ediliyor ki !  Birileri kendi gerçeklerini inançlarını iç dünyasındaki hezeyanlarını zorla bize yaşatma çabasında. Almış eline makası biçip biçip kendince bir "aynılaştırma" oyunu oynuyor. Bu nasıl bir anlayış, bu nasıl sorgusuz kendinden sonsuz emin olma hastalığı. Asla yanılmam benden başka herkes yanılır! Bu mu yani hiç mi bir başkası bir durumda senden daha doğru "vize" alamaz?

Farklı köken ve inanç noktalarını gündelik hayatın içine bu kadar vurgularsan, doğal dengenin kıvrımlarını bu kadar belirgin eden siyasetini milletin kafasına boca edersen nasıl verir insanlar birbirine tahammül vizesini ? İnsanların toplumdaki birlikteliklerini ayaklar altına alan yönetici ve hoca bozuntularının vuvuzelalı homurtularını sahiplenici suskunluğun birilerinin gönlünde yaratacağı tahribatı hiç mi hesap edemiyorsunuz ! Bu mu anlayış VİZE'n ?

Kadınların toplumdaki saygınlığını son yıllarda iyice kaybettiğimiz şu zaman da ,ekranlardan salya akıtıp hakaret üstüne hakaret eden, aşağılayan kendince yarattığı din ile toplumdan tecrit eden zavallı şeytanların kol gezdiğini görmüyor musunuz? Eyyy devrin muktedirleri  bu aşağılık kompleksli insanlara bu hakaret edebilme vizesini kim veriyor. ?

Gelişmiş bir ülkede iktidar ve muhalefet denge unsurları değil midir? Yanlış veya eksik olan hatalı bir uygulama karşısında  yapılan uyarıları dikkate almama nasıl bir kibrin nasıl bir siyasi cehaletin ürünüdür?  Hoşgörünün, saygınlığın ve insana değer veren yaklaşımların topluma fayda vereceği bilinmesine rağmen sırf fikri farklı diye onu ucube gibi gösterme cehaletini topluma yayanlara bu hastalıklı VİZE'yi kim veriyor ?

İnsanların tertemiz dünyasına  yada güzelim hayallerinin çiçekli yollarına mayın döşeyen toplumda nefret tohumlarını eken bu hastalıklı ruhlar var olduğu sürece mutluluk VİZE'sinin alınması mümkün değildir. Doğrularım asla değişmez mantığının hüküm sürdüğü toplumların ilerlemesi mümkün değildir. Hayatı engellerle yaşanmaz kılan bu zavallı cahil siyasi metaforlar ülke yönetimin de aktif rol almaya başlamasıyla demokrasi kültürünün yer ile bir olduğunu, eleştiri kültürünün bittiğini, yerelinden geneline ot gibi biten yerleşik zihin haline gelen yalaka ve laçka siyasetlerin önüne geçmemiz şarttır. 

Kibir abidelerinin ucube heykellerini, topluma yaydıkları kokuşmuş fikirlerini yerle bir etmemiz şarttır. Özgürlüğümüzün sahibi kimse değildir kimse bizim adımıza seçim yapmasın. Toplum olarak aynılaşma VİZE'si asla almayacağız. Bu ülkenin asil ve özgür ruhları var oldukça saygı ve hoşgörü ile her türlü inanç grubu, farklı etnik kökenler arasındaki sevgi birlikteliğini kimse bozamayacaktır. Olması gereken de budur.