Trocki’nin insana dair, romantik öngörüleri vardı! Yanından ayırmadığı not defterinde şunları yazmıştı bir gece!

 “İnsan birey, bundan böyle duygularını denetlemek, içgüdülerini irdelemek, saydam kılmak ve vicdanın doruklarına çıkarmak amacını güdecektir. İrade iplerini kişiliğinin en karanlık köşelerine kadar gererek kendini aşacak ve üst düzeye yükselecektir. İnsanın yeniden yapılanması onu daha bilge ve ince kılacak; gövdesi daha ahenkli, hareketleri uyumlu ve sesi daha müzikal olacaktır. Yaşamın kıvrımları, bu insanla olağanüstü bir hareketlilik kazanacaktır. Orta çapta insan bir Aristoteles, bir Goethe, bir Marx’ın zihinsel doruklarına varırken bu doruklar üstünde yeni tepeler oluşacaktır...”

Trockinin öngörülerini, yaşadığımız küresel dünyada Türkiye için hayal edebilme imkanı, son derece kusurlu!  İnsan hayatını sürekli zorlaştıran moral ve motivasyon olarak diplerde süründüren iktidarların donanımlı birey yetiştirme gibi bir kaygı taşımadığı ortada! Doğanın katlini, yaşam alanlarının tahribatını önlemeyi lüks  sayan zihniyetin bozulan sosyoloji için çare üretmesi tekeden süt çıkmazına götürdüğü aşikar! Sosyolojinin  sürekli patinaj hali, hayatı frenleyen yetersizlikler ve edinilemeyen eğitim üçgeninde emekleyen-debelenen Türkiye, insani kalite hedefini tutturamamış, TROÇKİ’nin  tasavvur ettiği figür Türkiye için hayal bile olamamıştır! 

Siyasi emelleri için ülke kazanımlarını hunharca harcayan, niteliksiz yığınların zihnine  yerleştirdikleri mayınları günün ihtiyaçlarına göre patlatan muktedir, cumhuriyetin hedeflenen donanımlı insan prototipine ağır darbe indirmiş, medeni dünyanın standartlarını hiçe sayıp, cehaletin kutsanmasına asimetrik planlarla vesile olmuştur! Eğitimsiz, sorgulamayan insanların iktidarın aparatı olma niteliği, iktidarlara büyük avantajlar sağlamış, bireylerin  direktiflere amade mankurtlaşmış özellikleriyle, cumhuriyetin hedeflenen insan profili yerine, üçüncü dünya ülkelerinin kutsadığı ilah kral figürlerin gerisine düşülmüştür! İrade kullanımı kusurlu, direktiflere göre ezberlenmiş tutumların esaretiyle kendi ekseninde güdülenmiş bireyler, toplumsal anlamda sosyolojiye bir katkı sunamamış, nihayetinde ülke hedeflediği prototipin çok uzağına düşmüştür! 

Sanal korkular, ilahi korkutmalarla makyajlanmış , bireylerin silik özellikleri avantaj olarak kullanılmış, rüyalarda gezdirilen donanımsız yığınlar istendiği renge boyanıp, bukalemunla müsemma  siyasetlerle kanalize edilmiş, bireyin doğal gelişimi önünde set olunmuştur! Komut bekleyen, emre amade bireylerin lider kültü etrafında çağın olanaklarından bihaber yaşama mecburiyeti, TROÇKİ’nin öngörüsünün bu coğrafyada olanak bulamayacağının kanıtıdır! Bütün usul ve esasları ortadan kaldırıp, ülkeyi curcunaya teslim eden anlayışların kutsallaştırılması, bu gün pervasızca hiçe sayılmaların önünü açmış, insani değer basamakları  gücün bozduğu oligarkların adımlarına teslim edilmiştir!

Cumhuriyetin nitelikli  prototip hedefi feodal kalıntılar üzerinde debelenen kişilerce zaafa uğratılmış, yardım edilmeyi meşru sayan iradesiz yığınların dönüşümü sağlanamamış medeni dünya klasmanında yer edinmemiş uyumsuz sorunlu bireyler, devrimlerin kazanımlarını sürekli sabote etmiştir! Çağdaş dünya sürekli gelişim halindeyken Türkiye lider kültü etrafında hala padişah merakını giderememiş, güç vehmetmeyi ilahi kutsanmayı feodal krallara ödül gibi sunmuş, nihayetinde kendi dönüşümünü sağlayamayıp, bireysel özgürlüğünden feragat etmiştir! 

Türkiye sürekli bir patinaj haliyle medeni dünya dişlileri arasında  hunharca harcanmaktadır! Bireylerin dünyayla uyum süreci, halüsinasyonlar esaretinde debelen feodal öncülerin insafına terk edilmiş, nihayetinde TROÇKİ’nin medeni insan tasavuru için hayal ettiği insan dönüşümü uygulama alanı bulamamıştır! Kralların asalarıyla insanların yaşam biçimlerine yol çizme cüretleri, bu gün güdümlü, düşünemeyen, elinde baltalarla düşüncelere saldıran yığınlar yaratmıştır! 

Tırtılın kelebeğe dönüşümü, kendi hikayesiyle ibretliktir! Tırtıl evrim sürecini içselleştirmiş, özünden vazgeçip geleceğe, yeni “bir hikaye”ye kanat çırpmıştır!  Türkiye üzerindeki feodal kabuğu kıramamış, geçmişin yoklukları hikayeleriyle, krallara “kurban sunumuna”  devam etmektedir! İradeleri ipotekli, uyumsuz hareketleriyle kalın, üst perdeden haykıran tonuyla dünyaya aykırı bir ses olmaya devam ediyor Türkiye! Yaşasaydı Muhtemelen TROÇKİ öngörüsüne yeni bir not ekleme zorunda kalacaktı! Bazı toplumlara iyi bir hayat fazla lüks! Medeni dünya frenleri olduğu sürece….

DİPNOT: 
Adam hastanede can çekişen arkadaşını ziyarete gider. Başucunda kederle oturduğu sırada arkadaşının durumu iyice kötüleşir ve birden çılgınca el, kol hareketleriyle kalem-kağıt istediğini belirtir. Bunun üzerine beriki ceplerini karıştırır ve bir kağıt parçasıyla kalemi uzatır. Hasta son gücünü kullanarak bir şeyler karalar ve kağıdı uzatırken son nefesini verir. Beriki en yakın arkadaşını kaybetmenin üzüntüsüyle notu hemen okuyamaz, cebine atar.
Ertesi gün, cenazeden sonra arkadaşının evine gider. Başsağlığı konuşmaları sırasında cebine attığı notu anımsar, çıkartır ve herkese, arkadaşının ölmeden önce son bir not yazdığını söyleyip kağıt parçasını çıkarır. “Ben de henüz okumadım” der. “Hepinize esin vereceğine eminim. İzninizle okumak istiyorum. Ve yüksek sesle okur:” Oksijen borusunun üstünde oturuyorsun!”

Türkiye bir an önce sosyolojisine nefes vermeli !