İnanılmaz bir çağda yaşadığımız su götürmez bir gerçek! Kalıplara sığdırılmış yaşamlar ve herkesin kendi içinde oluşturduğu ayrı kişilikler ile debelenme hali, ironik bir çağın hezeyanları! Süslü cümlelerin hafiflediği, her şeyin soyuta indirgendiği, hızlı bir duygu tüketim varyantıyla boğuşmakta insanlık! Herkesin bağırdığı, ama kimsenin kimseyi duymadığı duygu durum boşluğu!

Geliştirilemeyen yaşam standartları, aynı döngü içinde yitip giden ömür ve gelecekte yaşatılan insanların asla yaşayamaması ikilemi! Her şey birbiriyle ilintili aslında!  Niteliksiz dönüşümlerin feodal kolonilerde ısrarı jenerasyonların kalıntılarla makyajlanmasına sebep olmuş, gelecekte yaşatılan, geçmiş hikayelerle sönümlenen bir sosyal tabaka ortaya çıkarmış, nihayetinde dünyadan habersiz, kendi ekseninde ömür tüketen az sosyal “özelliksiz yığınlar”  yaratılmıştır! 

Tüm kazanımların ohlokrasinin tercihleri neticesinde heba edilmesi, medeni dünya standartlarının uygulanabilirliğini azaltmış, kutsanmış güç odakların güdüleyici cesareti artmış, nihayetinde ülke de  tüm cumhuriyet kazanımları  ağır darbe almıştır! Jenerasyonların donanımsız hali, bireyselleşmenin verdiği umursamazlıkla birleşince, çağın mükemmel olanaklarına rağmen ortaya her alanda liyakatten uzak “fast food ruhlu” sürekli tüketmeye odaklı, dünyadaki gelişmelerden habersiz bir neslin türeyişi Türkiye için yara olmaya devam ediyor! Bu sürekli bitiş hali kurumlara yansıdıkça, ilerleme reaksiyonu ağır yara almakta, dünyayla uyumsuz sürekli kalitesizleşen yığınlar merkezine dönüyor ülke! Gittikçe süreklilik arzeden bu durumun yansımaları, hayatın tüm alanlarında etkisini hissettirdikçe, sosyolojinin nitelik yönünden gerilediği gerçeği, giderek daha fazla sıkıntı verdiği görülmesi gereken bir durum! 

Jenerasyonların birbirini olumlu tetikleme ivmesinin özellikle bu dönemde gerilediği gerçeği bir çok işaretin yansımaları aslında! Zihinsel  daraltılmışlıkların kutsandığı bu dönemde, yığınların içinden rengini belli edenlerin, kalitesiz sosyoloji içinde “dışlanmışlığı” çağın modern Türkiye’ye bir tokat attığının ironik bir resmî !  Niteliksiz bürokrasi, özgüvenli cehalet, lider kültü sebebiyle konfor alanından uzaklaşmadığı sürece, feodal kapanların ülkeyi kaosa sürüklediği varsayımı, bu gün realitenin bir tık ötesinde! Oluşturulan bu curcuna halin, donanımlı insanları psikolojik olarak zihinsel hapislere sürüklediği görülmesi gereken ironik bir esaret! Yığın olmayan, birikimli insanların tecrit edilme atakları modern  dünyada açık hava hapishanelerin varlığına işaret ! Kaçışan karıncalarla müsemma, sosyoloji hareketliliği sokak adabı sorunları, ortak kullanım alanlarının fiziki işgali ve en çokta çevreye saygı kültürü ülkenin standartları açısından ipucu  verici ! Feodal kafaların estetik kaygısı taşımaması,   yaşam alanlarını da aynı kafanın yansımalarıyla özdeşleştiriyor! 

Feodal  kafanın cumhuriyet kazanımlarıyla savaşı bitmeyeceğe benziyor! Yeni dünyada bireylerin niteliği gittikçe artmasına rağmen, uygar dünyaya zıt, hala aynı yolda tökezleyen, Neandertallerin bu gün hala aynı standartlarla ülkemizde varlığının hissedilmesi, tarihin ironik bir hediyesi! Çağların özellikleri tam yaşanmadan, edinilmeyen kazanımlarla ileriye taşınamayan zihniyet, jenerasyonlarında bataklıkta çırpınışına sebep olmuştur! Tüm dünya değişirken, aynı gölde yıkanan kirli zihniyetin, geçmişten getirdikleri ayak bağlarıyla, yeni nesli zihinsel olarak dar ağacında cesaretle sallandırması, cehaletin örgütlü olduğunda “varacağı” yer için önemli bir işaret ! Aynı bataklıkta aynı senfonik çırpınışlarla kurtulamayacağımızı bile bilmeyecek kadar zihinsel körlük içinde olmamız, dışına çıkamadığımız konfor alanın bize verdiği acı bir reçete! 

Ülke olarak her alanda  sınıfta kalmaya gönüllü olarak talip olmamız, psikologların sosyologların ivedilikle  incelemesi gereken bir sendrom!  Aynı çukura defalarca düşmekten hiç gocunmayan, esaret altındaki bu zihniyetin, jenerasyonlarla bağı mutlaka koparılmalı! Feodal yetersizliklerle çürümüşlüğün kitabını yazdık ! Hepimiz bir  Emil cioran olacağız bu gidişle ! 

DİPNOT:
Doktor, hastasına o güne dek yaptığı tahlillerin sonuçlarını açıklayacak;

"Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var. Önce kötü haberi vereyim. Test sonuçlarına göre 24 saatlik ömrünüz kalmış." deyince adam yıkılır,
"Hayır, olamaz. Buna inanamıyorum: Fakat bundan daha kötü haber nasıl olabilir? "deyince hasta, doktorun yanıtı kısa olur;
"Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum."

Cumhuriyet tarihi boyunca feodal zihinlere ulaşmaya çalışıyoruz!