Bazen, “hiç televizyon seyretmiyor musunuz?” diyorlar.

“Elbette seyrediyorum.

Tabi televizyon bulabilirsem!

Evimde televizyon yok.

Olduğu zamanlar, birkaç dizi, belgeseller ve haberler dışında, pek fazla televizyon seyretmiyordum.”

Elbette, herkes ne yapması gerektiğini, çok iyi bilir.

***

Bir şirketten aradılar.

“Beyefendi size özel çok cazip kampanyamız var, almak ister misiniz?”

“Hayır” dedim.

Bayan ısrarla, “neden ama gerçekten çok uygun…” diye devam ediyor.

Peki, ama bir şartla alırım!” dedim.

“Neymiş şartın”

“Yanında bir de televizyon verirseniz olur”

“Neden, öyle şey olur mu ya!”

“Olur, olur, çünkü evimde televizyon yok!”

Devam etmeden, telefonu yüzüme kapattı.

***

Görsünler diye, onlarca, yüzlerce takla atılır, yine de işe yaramaz.

Ne gören olur, ne duyan olur,  ne bilen olur, ne de…

Bir el, bir söz ve bir hareketle, neler olur neler.

Galiba iş fırıldaklıkta!..

***

Mesele bir kanalda gelecekten haber veren,

Kâğıtlarla, falla ve bilmem nelerle olayları yorumlayan,

Onları anladık da, peki bu arayanlara,

Onlardan medet umanlara ne demeli?

Onlardan huzurlu, mutlu olduklarını söyleyenlere ne oluyor?

Hayret doğrusu!!

***

Belki diyebilirsiniz ki; “peki hiç iyi olmayan, hiç yararlı kanallar ve programlar yok mu?”

“Elbette var, olmaz olur mu?”

Ancak çok dikkatli ve seçici olmanız gerekiyor.

Yeter ki biraz daha gayret gösteriniz., yoksa işiniz zor!

***

Televizyon, Yapboz, Atari, Tablet, Bilgisayar, Cep Telefonları derken, sanal âlemlere takılıp/tıkılıp kaldık.

Gerçek hayattan kopup, sanal dünyaların müdavimleri haline geldik.

Öyle 7’den,70’e kadar değil, 3’den 100 yaşına kadar!..

Her an, her yerde…

O kadar yani!

Kerim BAYDAK

[email protected]