Öncelikle; Cemaatler ve Tarikatlar kapatılsın diyerek yazıma başlamak istiyorum.

‘’Bizi yanlış yola sevk eden soysuzlar bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, sâf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir.’’ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Daha 6 yaşında olan bir bebeden kendine karı yapmaya çalışan ahlaksızlar, hiç utanmadan, arlanmadan o çocuğun haklarını savunan, bu iğrenç olaya ses çıkaran insanlara azgın azınlık diyorlar. Kimin azgın ve kimin azınlık olduğu son derece bariz zaten. Tek dertleri ‘yatak’ olanlar bize akıl vermesin. Uçkurlarına sahip çıksınlar kafi.

Hem sapık hem tecavüzcüler hem de utanmaz ve arlanmazlar. Rezil adamlar utanmadan da dillerine Allah’ı alıyorlar. Sizde zerre Allah korkusu olsaydı el kadar bebeğe 6 yaşından beri tecavüz etmezdiniz. Ağzımı bozmamak için o kadar zor tutuyorum ki kendimi. Ağız dolusu, avuç avuç küfür barındırıyorum şu an içimde, dilimi ısırıyorum, imdat diye çığlık atmamak için. Ve cümlelelerimi seçerek yazmaktan nefret ediyorum.

Sadece bu olayı gerçekleştiren kişi suçlu değil. O bebeğin babası olduğunu söyleyen o insan evladı başta olmak üzere annesi, alkış tutan sözüm ona dini hassasiyetleri olan o cemaat, o sapığın ailesi ve bu durumu görüp susan herkes suçlu. Konuyu bildiği halde üzerini kapatan, kapatmak için çabalayan herkes suçlu, görevini kötüye kullanan herkes yargılanmalı. Suçu işleyen ile suçun üstünü örtenler arasında ben bir fark göremiyorum. Buradan suçu ve suçluyu öven herkese lanet gelsin demiyorum, yargı gelsin, hukuk gelsin, ceza gelsin, cezaevi gelsin diyorum. Hepsi yargılansın. Bedelini ödesin.

Aslında bizde suçluyuz bu ülkede tarikat ve cemaatler yasak olduğu halde hala vakıf ve dernek adı altında devam etmelerine göz yumduğumuz için. Kurum ve kuruluşların bu gibi yapılarla mücadele etmek yerine bizim paramızla bunları ve bunlar gibi yapıları, koruyup kollamalarına izin verdiğimiz için hepimiz sorumluyuz.

Sustuğumuz için hesap sormadığımız için Atatürk’ün bize emanet ettiği çocuklara, inkılaplara, Cumhuriyet’e, kanunlara, yasalara sahip çıkmadığımız için hepimiz suçluyuz.

Gün sesini de sözünü de yükseltme günüdür. Susmak suça ortak olmaktır. Bize dokunmayan, çocuklara dokunan bütün yılanlar da ölsün. Sakın susma, haykır istismara hayır. Sen susarsan çocuk susar, çocuk ölür.

Şu an gündemde olan olay emin olun ki buz dağının görünen kısmıdır. Kim bilir daha kaç kızımız kaç oğlumuz bu gibi yapıların içinde istismara uğradı ve uğramaya devam ediyor. Son 20 yılda çeşitli dernek ve vakıf adı altında yapılanan cemaat ve tarikatlarda meydana gelen istismarları, cinayetleri şimdi isim isim buradan yazabilirim ama yazmayacağım.

Unutmayın ki; "Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, Onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır." der, Mustafa Kemal Atatürk.

Dini Vakıflara ve Derneklere imtiyaz artık son bulmalı. Bilimsel eğitime gereken önem verilmeli. Gençlerimiz bu gibi yapıların pençeleri arasından kurtarılmalıdır. Unutmayın ki bu yapıları besleyen temel kaynak yoksul ailelerdir. Para kaynakları siyasiyken insan kaynakları yoksul ailelerdir. Ve dini duyguları sömürülerek, kullanılmaya elverişli, bilimsel eğitimden yeterince faydalanamayan insanlardır.

Ne diyor ulu önder Mustafa Kemal Atatürk:

"Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. en doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."

"Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir, cehalettir, delalettir.’’

"Bugün ilmin, fennin, tüm kapsamıyla uygarlığın saçtığı ışık önünde, filan ya da falan şeyhin yol göstermesiyle maddi ve manevi mutluluk arayacak kadar ilkel insanların Türkiye uygar topluluğun da varlığını kesinlikle kabul etmiyorum." 

Bende kabul etmiyorum. Beynini, düşünme dürtüsünü, iradesini başkalarına kiralayan insanların bu toplumda varlıklarını kabul etmiyorum.

SESSİZ KALMAYI DA SUSMAYI DA KENDİME YEDİREMİYORUM...