Galiba şiddeti ortadan kaldırmak bir hayli zor ve meşakkatli bir iştir. Çünkü bizler hep şiddetten besleniyoruz. Nasıl mı?

Hani, biz çocukları severken bile; yanaklarına, omuzlarına, kıçına, hâsılı herhangi bir yerine vurarak, tokatlayarak, sözlerle damarına basıp kızdırarak, sevgimizi, şefkatimizi göstermeye çalışırız.

***

Her hasta, ilaçlarını almak için eczanelere gidince; çalışanlar, ilaçları verenler, reçetelerin arkasına imzamızı, telefon numaramızı alıyorlar. "Nasıl oldun, şu ilaç kullanılmayacak, kullanımdan kaldırıldı..."demek için, arayanı görmedim, arandığını söyleyeni de duymadım.J))

***

İnsanlar, hayatları boyunca, her konuda farklılıklar arz ediyor.

Bazıları, dünyayı değiştireceklerini düşünerek, boş arayışlara girerler.

Bazıları, dünyanın değişmeyeceğine inandıklarından, kendilerine bahşedilen hayatı ve gereklerinden faydalanacak şekilde yaşarlar.

Bazıları da dünyanın kendisini değiştireceğine emin olduklarından, hayatın akışına koyuverirler kendilerini.

***

Bir şeylerle uğraşanlar var, ama her işi yapmaya can atanlar çoğunlukta. Belki bir işi bihakkın yapabilirsiniz, ama her işi yapmaya çalışarak, ahmaklığın daniskası olursunuz. O yüzden yaptığınız, yapabildiğiniz işe/bir işe odaklanın, tüm enerjinizi o işe verin, o yolda menzile ulaşmak için bütün çaba ve gayretinizi gösterin.

***

İster hazır olun, isterseniz olmayın!...

Muhakkak, bu dünya da o fanilik olan mutlak sona, bir gün geleceksiniz.

O gün geldiğinde, ne enginliğiniz, ne hıncınız, ne kininiz, ne öfkeleriniz, ne hayal kırıklarınız, ne umutlarınız, ne tutkularınız, ne planlarınız ve ne yapmak istediklerinizin, artık hiçbir önemi kalmayacaktır/olmayacaktır.

Öyleyse önemli olan, size kalacak olan nedir? Hiç düşündünüz mü?

***

Bu dünyada yaşadığımız günlerin, geçirdiğiniz anların bir değeri var mıdır, varsa değeri neyle ölçülür?

Aslında değerli ve olanı değerli kılan; ne aldığınız değil, ne verdiğinizdir; ne öğrendikleriniz değil, öğrettiklerinizdir; doğruluk, dürüstlük, merhamet, fedakârlık ve cesaretle atmış olduğumuz her adım da/adım la, başka yaşamları zenginleştirmiş olmanızdır; sahip olduğunuz yetenekleriniz değil, sizi adam gibi adam yapan karakterinizdir.

***

Hala hayatı rastlantılardan ibaret görenler var. Hâlbuki hiçbir şey rastlantı veya tesadüf değildir. Hiçbir şey durup dururken olmamıştır. Belli bir plan dâhilinde, ancak tevafuk sayılabilecek şekilde, koşullarla değil, seçimlerle alakalıdır. Bize düşen, hayatta bu seçimleri yaparken neye göre, nasıl yaptığınıza dikkat etmek, ona bir ömür sürmektir. Geride bırakılanlarla, kalplerde yaşanılacak hatıralarla, kimler tarafından nasıl ve ne şekilde hatırlanıyor olmanız, sizi ya iyi bir insan edecek kurtuluşa erdirecek, ya da kötü bir insan olarak Esfel-i Sâfilin’e götürecektir.

***

Kadın, erkek, yaşlı genç, çocuk hiç fark etmiyor. Çeşitli el kol şekilleriyle, enteresan jest ve mimik hareketleriyle, kendi kendine konuşanları görünce; hemen aklıma, “acaba dedelerimiz bugünleri, bu şekilde konuşanları görselerdi, herhalde deli olmuş, kafayı yemiş ...” derlerdi. Ne bilsinler ki son teknolojin nimeti olan (?) cep telefonlarıyla kablosuz bir şekilde, kendi kendine konuşuyorlar.

***

İnsanlar çeşitli haller üzere bir yaşam sürdürürler. İyi ki yine insan, unutmak gibi bir özelliğe de sahiptir. Yoksa farklı hallerde ki yaşanılanlar unutulmasaydı; kim bilir neler neler yaşanacaktı. Aynı hal üzere yaşanılanlar, söylenenler ve yapılanlar inkâr derecesinde bir unutkanlığa sebep olur ki bu da psikolojik bozukluklarla kendini gösterir. İnsan inkâr ettiği, yaşam keşmekeşi içerisindeki sıkıntıları izole edip, unutmaya çalışır. Çoğu zaman bu sıkıntıları hatırlatacak birçok şeyi görmemeye, duymamaya ve bilmemeye çalışır. Örneğin ölüm konusunda, ezan, cenaze arabası, ölümün konu edildiği sohbetlerden uzak kalmaya çalışır. Hasbelkader karşılaştığında, başka şeylerle ilgilenmeye çaba sarf eder. Bir takım belirleyici unsurlarla yüzleştiğinde, sinirlilik, saldırganlık, tükenmişlik gibi haller sergiler. Nefret, inkâr derecesinde unutmaya çalıştığı konularda, huzursuzluk, gerginlik, sıkıntı halleri ortaya çıkar. Özellikli bir takım konularda, unutma gayreti, hatırlamama mekanizması, zaman içerisinde başarılı sonuç elde etmeye de sebep olabilir. Aksi takdirde, Allah muhafaza sonuçları ölüme kadar gidebilir. İyi ki unutmak var, yoksa işimiz çok zor olurdu.

Kerim BAYDAK

[email protected]