Öyle zevatlar var ki yapamadıklarını, söyleyemediklerini hep taşeronlar gibi başkalarına söyletirler, yaptırırlar.

Kendileri de âdeta bostan korkuluğu olurlar.

Onlar neyse, özlerinde var olanı dışarı çıkarıyorlar, ya onlara alet olanlara ne demeli!!!.

***

Bazı insanlar çok aptal, bilmezler ki ateş yakar, gaz patlar, elektrik çarpar, su boğar, taşar, aptal coşar, zalim asar, korkak kaçar... Sonunda bazıları, bunu canıyla öder.

***

Birçok şeyden vazgeçebiliyoruz, ama bir türlü şu baş belası akıllı telefonlarını her gün şarj aletine takıp, şarj etmekten vaz geçmiyoruz/vazgeçemiyoruz.

Cebimizde şarj depolama cihazlarını ya da şarj cihazını cebimizde taşımaktan bir türlü kurtulamıyoruz.

Aynen her gün yiyip içip, giyindiğimiz gibi…

***

Kendini bir şey sananlar var.

Kendisine, bir şey olduğunu hissettirenler var.

Bir de ne yapılırsa yapılsın, ne olduğu anlaşılmayan, odun gibi zevatlar var.

“Adam gibi adamdır!” diyorsun bir bakıyorsun kalas çıkıyor.

“Bundan bir halt olmaz!” diyorsun, “adam gibi adam” çıkıyor.

İnsanı iyi tahlil etmek gerekiyor, yoksa bin bir türlü belâ ve musibetle karşı karşıya kalınabiliyor.

***

Her geçen gün, insanların duygularını suiistimal eden dolandırıcıların yol ve yöntemleri de değişerek artmaya başladı. Telefonlarla insanları arayarak, kendilerini terör, mafya, çete, polis, asker, savcı gibi unvanlarla tanıtan dolandırıcılar; adeta insanları hipnotize edercesine bir inandırıcılıkla ya da tehdit, korku, panik, çekiliş, vergi, kargo ücreti, sağlık ve hayat sigortası faturalandırma, kredi kartı ele geçirme gibi daha akla hayale gelmedik yöntemlerle, unsurlarla yönlendirerek, mağdur duruma düşürüyorlar. İnsanların elinde avucunda ne varsa alıyorlar.

En cahilinden, en kültürlüsü ve eğitimlisine kadar, kadın erkek demeden, her yaştan ve hemen her kesimden insanları ağlarına düşürülebiliyorlar.

Akıllı telefonların bu işte çok büyük etkisi var.

Dikkatli ve uyanık olmakta fayda var.

***

Dünyanın en kolay işi, başkalarına akıl vermek, yol göstermek galiba!

Adamın 1 metre ilerisine götürecek kadar aklı, feraseti yok; ama maşallah başkalarını binlerce metre öteye götürecek kadar aklı vardır, akıl verir, yol gösterir.

Bu nasıl bir iştir.!!

***

Allah (cc) diyen ne kaybeder?

Sen Allah dediğin için, ne kazandın ya da ne kaybettin, hiç düşündün mü?

Kaybettiklerinin sebebi, Allah(cc) demediğin için mi acaba?

***

Öyle bir zaman ki; kimseyle tartışmamak, kimseyi eleştirmemek gerekiyor. Ne tartıştığın, eleştirdiğin kişi, ne de tartışan ve eleştiren kişi usulüne uygun hareket edemiyor.

Öyle ki tartışmayı kazanırsan, karşındakini yitirirsin; kaybedersen kendine olan özgüvenin yara alır,

İş eleştiriye gelince, hiçbir yararı olmaz, ne sana, ne de karşındakine… İlla eleştirecekseniz, kendinizden başlamanız daha iyi olacaktır, eleştireceğin kişinin iyi bir meziyetini övmelisiniz, sonra tartıştığınız kişinin kişilik haklarını koruyarak, bunun kendisine yakışmadığını söylemekle devam edebilirsiniz.

***

Bazı insanlar vardır, siz konuşurken dinlemeyi bilmezler ve sözünüzü her zaman kesmeye çalışırlar. Gerçekten dinlemezler, dinlermiş gibi yaparlar, siz konuşurken başka şeylerle ilgilenirler, fırıldak gibi olan gözleri, başka yönlere kayar.

***

İnsanlar, nedense birbirine asla tahammül edemezler. Konuşmalarında, hep birbirlerini inciterek, alt edebilmenin hesabını yaparlar.

Aralarında konuştukları, o yaptıkları ağız dalaşı ve kavgası,

Başlarına türlü musibetler getirir, o dil denen küçük belâsı.

 

Kerim BAYDAK

[email protected]