Son zamanlarda ülke gündeminden düşmeyen Adıyaman, CHP’nin raporu ve Milliyet gazetesinin “Adıyaman Bombacıları” manşeti ile yine zirve yaptı.

CHP tarafından hazırlanan ve servis edilen rapor konusunda olumlu söylenebilecek pek bir şey yok aslında. CHP’ye yakın isimler tarafından bile abartılı bulunan raporda popülist bir yaklaşım çerçevesinde çarpıtılmış ve gerçek olmayan bilgilerin olması akla değişik mülahazalar getirmektedir.

Bilimsellikten uzak ve toplumun tüm katmanlarına ulaşılmadan hazırlanması konusunda da herkesin hem fikir olduğu rapora tepkilerin bu kadar çok olmasının esas nedeni, bilinmeyen, farklı ve çarpıcı bilgileri içermesinden değil.

Esas tepki, içerik olarak son haftalarda ulusal basında çıkan haberlerden farklı olmayan, Adıyaman’a gelmeden de bu haberlerin harmanlanmasıyla da yapılabilecek bu raporun, son zamanlarda Adıyaman’ın terör ve teröristlerle birlikte anılmasını sağlayarak bir yerlere çekmek isteyenlere bir koz daha vermesidir.

Bu rapora, daha önce manşete kadartaşınarak yapılan haberlere ve belki de bundan sonra da yapılacak haberlere bakıldığında, Adıyaman’ın toplum mühendislerince uygulamaya konulan bir oyunla karşı karşıya olduğu kolaylıkla anlaşılacaktır.

Diyarbakır ve Suruç bombacılarının Adıyaman nüfusuna kayıtlı olması haliyle bütün dikkatleri şehrimizin üzerine çekmiştir.Birçok ilde olduğu gibi ilimizde de karanlık niyetli insanların faaliyet göstermesi, terör örgütlerine eleman temini çalışmaları veya başka destekler bulma faaliyetleri olmuştur, olacaktır da.

Hangi il kendisini bundan beri tutabilir, hangi il kendisini bundan temiz ve arınmış addedebilir?

Bunlarla mücadele noktasında elbette tedbirler ve çalışmalar, varsa eksiklik ve ihmaller sorgulanabilir. Sorgulanmalı da,buna itiraz yok. Ancak çocuklarımızın ve gençlerimizin tuzaklara düşmemesi, teröre bulaşmaması ve başkalarının oyuncağı olmaması için esas görev ebeveynlerin, eğitimcilerin ve vakıf, dernek gibi STK’larındır. Esas veya temel vazife bunlardadır. Çünkü bilinçlendirme, eğitme, öğretme, bilgilendirme gibi insanın yetişmesinde temel taşlar ilk önce bunlar tarafından atılır. Dolayısıyla güvenlik kuvvetlerinin sorumluluğu daha sonra başlar.

Bunlar yetkili ve etkililerimizce konuşulur, tartışılır ve gerekli tedbirler alınarak uygulanır. Çünkü bu memlekette yaşayan aklıselim sahibi herkesin bilaistisna, Adıyaman’ın ve Adıyamanlıların terörle ve teröristlerle anılmasını asla istemez. Hatta buna karşı mücadele eder.Adıyaman, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da huzur ve düzenini bozmaya yönelik çabaları boşa çıkaracaktır. Hem de birlik ve beraberliğinden zerre sapmadan.

Görünen o ki, ilimiz üzerinde uygulamaya konulmak istenen bir oyun var. Buradan hareketle şu sorular akla gelebilir:

Adıyaman üzerinde bu oyunlar, oynamak isteyenlerin hesabı ne olabilir? Adıyaman’ı IŞİD’in merkezi gibi gösterilmek istenmesinin arka planında ne olabilir?

Güvenlik birimlerimizin ve idarecilerimizin zafiyet içerisindeymiş gibi gösterilmek istenmesi hangi amaca yarar sağlayacak?

Korku ve dehşet algısı oluşturarak hem ilimizde yaşayanların hem de diğer illerdeki insanların zihninde nasıl bir Adıyaman imajı oluşturulmak isteniyor?

Terör örgütlerinin hangisinin kucağına veya tuzağına itilmek isteniyor?

Terör ve bomba ile anılacak bir Adıyaman kimlerin işine yarayacak?

Çok önceden (yanılmıyorsam 2014 yılında) kapatılmış olmasına rağmen neden ısrarla “İslam Çay Ocağı” vurgusu yapılıyor, yoksa “İslâm” ile ilgili bir algı çalışması mı yapıyorlar?

Eminim bunları ve daha fazlasını yetkililerimiz de soruyorlardır. Ve eminim en kısa sürede sükûnete kavuşacaktır. Tıpkı ülkemizin olduğu gibi...

Milliyet gazetesinin manşetine gelince, o da en hafif ifade ile Milliyet gazetesinin kendi ayıbı.

Bu memlekete boşuna “Huzur Kenti” denmedi…