Bir Bayramı Daha Geride Bıraktık

 

İslam Âleminin dini günleri, manevi bakımdan çok önemli olan, milletçe birlikte sevinç, barış, kardeşlik ve huzur içinde kutlanılan günlerdir.

Dini mübarek gün ve gecelerde; Müslümanlar sevinçli ve neşelidirler.

Bu duygu ve düşünce içerisinde, bir kurban bayramını daha geride bıraktık.

İdrak ettiğimiz kurban bayramıyla; inşallah herkes özlediği, beklediği, tahayyül ettiği bir bayram yaşamıştır.

Bayramlar, inananların kaynaştığı, dargınlık ve kırgınlıkların ortadan kalktığı günlerdir.

Bayramlar, iman ve inançları gereği, küs olanların barıştığı günlerdir.

Bayramlar, fakir, fukara, yetim ve sahipsizlerin sevindirildiği, rahmanî duyguların son demine vurduğu günlerdir.

Bayramlar, akraba, eş, dost ve tüm tanıdıkların ziyaret edildiği günlerdir.

Bayramlar, herkesin günlük hayatındaki yaşantısından farklı olarak, daha bakımlı ve temiz giyinildiği günlerdir.

Bayramlarda, çocuklara ve aile fertlerine maddi gücü ve yaşantısı çerçevesinde yeni elbiseler alınır.

Bayramlarda, fakir, öksüz yetim ve ekonomik gücü olmayanlara yardım edilir.

Bayramlarda, sevilenlere hediyeler alınır ve sevindirilir.

Bayramlarda, namazdan sonra ve sonraki günler boyunca; rahmetlik olmuş aile büyüklerinin mezarları ziyaret edilir, anne, baba, akraba, dost ve din büyüklerinin ruhları için, Fatiha ve Kur-an-ı Kerim okunur/okutulur.

Bayramlarda, aile büyükleri olan annemizin, babamızın, diğer aile fertlerimiz olan amcamız, dayımız, halamız, teyzemiz, yaşlı komşumuzun elleri öpülüp, hayır duaları alınır.

Bayramlarda, çeşitli yurtlarda kalan öğrenciler, huzurevlerinde kalan yaşlılar ve hastanede yatan hastalar, ziyaret edilip sevindirilir, hayır duaları alınır.

Bayramlarda, dost, akraba, arkadaş, hısım ve tüm samimi olduğumuz tanıdıklar ziyaret edilir.

Bayramlarda, insanlar güçleri nispetinde ve imkânları dâhilinde hediyeleşilir, sünnet olduğu için değeri maddiyatla ölçülemeyecek bir hediyeyle gitmeye çalışılır.

Bayramlarda, çocuklar ve gençler, makul ve mantıklı ölçü, adap, edep içinde neşeyle, lâtifeler yapılır.

Bayramda, bayramlar vesilesiyle, sevinme ve kaynaşma günleri olarak kabul edilir, güzel gelenek, örf, adetlerimiz bozulmadan nesilden nesillere aktarılması sağlanır.

Bu konuda ne güzel söylemiş Yunus Emre:

Nefretlerini kes, Sevgiye kurban olsun…

Kötü sözü kes, Güzel söze kurban olsun…

Küslükleri bitir, Barışa kurban olsun…

Koçu kes, İsmail’e kurban olsun…

Atamamışsan, Kinini, nefretini içinden...

İçindeki kötülüklere kurban olsun…

Şimdi düşünün bakalım; bu bayramı siz, aileniz ve sevdikleriniz nasıl kutladınız?

Bayramın ruhuna uygun olabilecek, gerekliliklerin ne kadarını gerçekleştirdiniz?

Doğal afetlerin etkisinde kendinizi ve ailenizi kurtarma telâşıyla mı, yoksa komşudaki bombalarından korunarak hayatta kalma telâşıyla mı, yoksa hiçbir şey olmamış, “vur patlasın, çal oynasın” türünden laylaylomla günlerinizi geçirerek mi kutladınız?

Tatil niyetiyle gezmek, eğlenmek, stres atmak niyetiyle mi geçirdiniz; yoksa gerçekten bayram ruhuyla bayram diye mi kutladınız?

Vicdan muhasebesi, empati ve özeleştiri yaparak mı kutladınız?

Söyler misiniz, hangisi acaba?..

 

Kerim BAYDAK

[email protected]