("Sesimi duyan varmı")

1999 Adapazarı-İzmit depreminde hafızalara kazınan bu acı feryat her depremde yankılanır durur.

Her depremden sonra aynı sahneleri görmekten, aynı beyanatları dinlemekten bıktık; 1-2 gün Siyasilerin deprem bölgesini ziyaretleri, birkaç beylik laf, televizyonlarda konuyla ilgili açık oturumlar, uzman görüşleri falan filan...

Peki sonra ;

Sonra tekrar başa dönüyoruz ve Yaşanan felaketi unutup, rutin hayatımıza, günlük kısır çekilmelerin içinde buluyoruz kendimizi...

Ciddi tedbirleri almak için yöneticilerimizin öncelikle bir empati yapmaları ve bu acıyı gerçekten yaşamaları gerekiyor. Deprem enkazının başında yakınlarını bekleyen insanların neler hissettiğini, ne acılar yaşadıklarını hissetmeleri gerekiyor.

On binlerce ölü verdiğimiz Adapazarı ve İzmit depremini Veli GÖÇER’in üstüne yıktık çıktık. Bir tek bu adamı suçlu  ilan ettik.
Sorumlu makamlarda olan bütün yöneticiler kendilerini temize çıkarttı.

Oysa ki Bütün milletvekilleri, bütün belediye başkanları, bütün belediye meclisi üyeleri başta olmak üzere  İnşaatları “Kontrol” görevi olan bütün yetkiler, bunların hepsi sorumludur, hepsi suçludur.

Bir de her depremden sonra siyasilerin; “Şu ilimize şu kadar konut, falan ilimize bu kadar konut yaptık” nutukları var.

İyi de önemli olan o konutları Depremden önce  yapmanız değil mi... Madem bu imkanınız varsa neden bu yıkılacak konutları yıkıp yerine yenisini yapmıyorsunuz? Neden bu kadar can kaybının önüne geçmiyorsunuz?

Bu binaları yapanlar kim olursa olsun; Denetim elemanları İnşaatlarda Teknik kontrolleri tam ve dürüst yapsalar, belki de bu binaların hiç birisi yıkılmayacak, bu kadar can kaybı yaşanmayacak.

Şu Son İzmir depreminde  Hepimiz televizyonlarda izledik. Bitişik iki binadan biri yerle bir olurken diğeri sapasağlam ayakta kaldı.

Demekki deprem öldürmüyor Çürük binalar, sağlıksız binalar, malzemesi çalınan binalar öldürüyor.

Gelelim Deprem vergilerine;

Vatandaştan toplanan Deprem vergileri toplamı 70 Milyar TL. imiş. Yani eski parayla 70 KATRİLYON Lira..

20 yıldır bu paralar toplanıyor. Her yıl toplanan bu paralarla çürük binalar yıkılıp yerlerine yenileri yapılsaydı, bu güne kadar en an 1 MİLYON konut yapılmış olurdu.

Ama maalesef bu konutlar yapılmadığı gibi toplanan bu paraların akibetini bile bilmiyoruz.

Velhasıl işler iyi gitmiyor .

“Böyle gelmiş böyle gider” demeyelim;

Aslında “Böyle gelmemiş böyle de gitmez”... Gitmemeli de...