Bugünün gençliği, yaşı itibariyle kısa sayılabilecek ömürlerine rağmen; büyük krizler, derin acılar ve sarsıcı toplumsal kırılmalarla yoğruldu. Onlar sadece bir kuşak değil; aynı zamanda bir "direniş nesli", bir tanıklık ve mücadele kuşağıdır.
Maden facialarından tren kazalarına, sınav skandallarından FETÖ kalkışmasına; pandemiden büyük depremlere kadar birçok tarihi olayın tam ortasında kaldılar. Yalnızca izleyici değil, çoğu zaman bu krizlerin yükünü taşıyan oldular.
Eğitim hayatları defalarca sekteye uğradı.
Sınavları ertelendi, planları dağıldı, belirsizlik içinde yaşamaya zorlandılar.
Okulları kapandı, taşımalı eğitimle sistem iyice adaletsizleşti.
Bir köyde doğmakla bir şehirde doğmak arasındaki fark uçuruma dönüştü.
"Çalışırsam başarırım" inancı; çalınan sınav sorularıyla, torpille gelen atamalarla her seferinde darbe aldı.
Liyakatin yerini sadakat, adaletin yerini ayrıcalık aldı.
Ama bu gençlik yılmadı. Her şeyin farkında olarak büyüdü. Sadece haksızlığa değil, o haksızlıkların normalize edilmesine de itiraz etti.
Bu kuşak; neyin eksik, neyin yanlış, neyin adaletsiz olduğunu çok iyi biliyor.
Bu farkındalıkla büyüyorlar. Gözleri açık, zihinleri uyanık.
Bu yüzden, artık sadece seyirci değiller; sürecin aktif öznesi olma kararlılığındalar.
Gençler çok şey gördü.
Ama belki de en önemlisi, umudun nasıl diri tutulduğunu, mücadelenin ne kadar değerli olduğunu öğrendi.
Karanlığı tanıdılar, şimdi sıra aydınlığı büyütmekte.
Onlar yalnızca kendi geleceklerini değil, ülkenin geleceğini de omuzluyor.
Sevgili gençler,
Bu ülkenin en büyük umudu sizsiniz.
Gözünüzdeki ışıltı, yüreğinizdeki inanç ve aklınızdaki sorular; geleceği şekillendirecek olan en güçlü devrimdir.
Hepinize daha adil, özgür ve umut dolu bir gelecek diliyorum.
#Gençlik