Değerli okurlarım, aslında güne güzel bir yazıyla başlamak isterdim, ama ne mümkün!...Etrafımızda yaşanan bu kadar olumsuzluğa rağmen, kalemim mutlu insan figürünü çizebilseydi keşke...
Nasılsın diye soran arkadaşlarma ülkem gibiyim diyorum. Ülkemin derinleşen sorunları karşısında mutsuzum. Yoksa çok şükür kendimizi idare edecek kadar hayatla mücadele ediyoruz. Ama ben isitiyorum ki , herkesin aşı, işi olsun. Gençlerimizin gelecek kaygısı olmasın. Kadınlar cinayete kurban gitmesin, kadın demişken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu"na göre, 2018 yılında 440, 2019'un ilk 6 ayında ise 214 kadın öldürüldü.
Emine Bulut’un “Ölmek İstemiyorum” çığlığı hala kulaklarımızda yankılanırken , #Ölmekistemiyoruz diyen kadınlarımızı koruyabildik mi? Hayır!...
Kadın ölümleri devam ediyor, çocuklar annesiz kalıyor, ailenin temelleri sarsılıyor. Ve çocuklarımızı da koruyamıyoruz. İstiyorum ki çocuklarımızı koruyabilelim. Her zaman her yerde dediğim gibi bir baba onurlu bir şekilde evine ekmek götürsün. Fakat gel gör ki, insanlar içinde bulundukları derin bunalımları aşamıyor, yoksullukla pençeleşiyor, borç batağında, kredi çıkmazında, elektrik borçlarını ödeyemedikleri için aile içinde huzursuzluklar yaşanıyor.
Son zamanlarda toplu ihtiyarlar, Siyanürlü intihar vakaları dehşet verici bir boyuta ulaştı.
Siyasal sistemin dayattığı yanlış ekonomik politikalar sonucu patlak veren yoksulluk toplumu vuruyor.
Ülkemizde yaşanan bir çok travmaya ekonomik ve çaresizlik neden olmuştur. Bunun en bariz örnekleri
5 Kasımda; önce İstanbul-Fatih'te Elektrik borcu ve yoksulluk çıkmazında 4 kardeşin kendilerini siyanürle ölüme sürüklemesini başka neyle açıklarsınız?
Yine bir aile 8 Kasımda, Antalya'da Selim Şimşek (36); eşi Sultan Şimşek (38) ile çocukları Ceren (9) ve Ali Çınar Şimşek'le (5) birlikte siyanürle intihar etti.
İstanbul - Bakırköy'de Bahattin Delen eşini ve çocuğunu siyanürle hayatına son verdi.
Hani hep deriz ya genç nüfusa sahip bir ülkeyiz. Peki , gençlik ne durumda?
TÜİK verilerine göre genç işsizliği Ağustos 2019'da yüzde 27.4'e yükselmiş...
Şehirlerde yaşayan 15-24 yaş arasındaki 3 gençten 1'inin işsiz olduğu görülüyor.
Bu veriler Türkiye'nin iyi yönetildiğinin göstergesi midir?
Sormak sterim, geleceğimiz olan bu gençlerden nasıl bir gelecek bekleniyor , buna kafa yoran bir siyasi irade var mı?
Ekonomide, Eğitimde , Tarımda , Sanayide, İthalatta, -Ihracatta ve kısacası hayatın her alanında nefes almamız giderek zorlaşıyor.
Nefes demişken, Meclis'ten zehire devam kararı.
Türkiye'nin çeşitli illerine dağılmış durumdaki yaklaşık 15 termik santralin baca filtrelerinin takılmasını 2,5 yıl daha erteleyen kanun teklifi AKP ve MHP'lilerin oylarıyla kabul edildi. Gazlar havada uçuşacak, sağlığa zararlı olduğu halde bu kanunu çıkartmamak insana ne kadar önem verdikleri anlaşılıyor (!)
Evet, böyle gitmemeli diyoruz!...
Dolayısıyla planlı bir eğitim politikasına ağırlık verimeli, bir an evvel üretim ekonomisine geçilmelidir. Tarımı ve hayvancılığı bitirerek salt dışarıdan ithal ederek ne güçlü bir ekonomiden bahsedebiliriz ne de işsizliği önüne geçebiliriz. Tek çözüm üretim ve üretmekten geçer.