"Yol medeniyettir" derler. Doğrudur. Ama bu sözün Adıyaman versiyonu sanki şöyle:
“Yol çukur, medeniyet uzak…”

Her sabah direksiyon başına geçen vatandaşın en büyük umudu “bugün lastiğim patlamasın” duası. Yaya olarak yola çıkanın da duası farklı değil: “Ayağım burkulmasın, çamura batmayayım.”

Kimi zaman bir çukura girip “şanzımanı Adıyaman’ın başka bir mahallesinde bırakan” şoförler görüyoruz. Kimi zaman çocukların okul yolu adeta doğa sporları parkuruna dönmüş.

Oysa bu şehrin yolları, medeniyetin vitrini olmalıydı. Gelen misafir, gezgin ya da yatırımcı, ilk olarak şehrin asfaltıyla karşılaşır. Bizde ise asfalt, şehirle kavgalı.

Belediyeler seçim öncesi propaganda broşürlerinde pırıl pırıl asfalt fotoğrafları gösterir… Ama gerçekte, fotoğraftaki yol Adıyaman’da değil, belki başka bir şehirde çekilmiştir.

Buradan yetkililere sesleniyorum:
Çukur kapatmak değil, çukuru bitirmek lazım! Çünkü yollar düzelirse, güvenlik artar, trafik rahatlar, şehir güzelleşir. Ve en önemlisi, vatandaşın devlete olan güveni de asfalt gibi sağlam olur.