Henüz kurulan ARTAN DER’ in (Artanlılar Der -Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) ilk geniş köylüler toplantısındaydık. Katılımı gördükçe, dernekleşmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak ettik.

ARTAN DER’ den bahsetmeden önce, Artan (Pınaryayla Köyü) hakkında biraz söz etmek istiyorum.

Pınaryayla, eski ismiyle Artan köyü Adıyaman merkezli bir köy. Nüfusu hayli yoğun! Belki en kalabalık olan köylerin başında gelir. Köklü bir yerleşim yerine sahip. Tam dağ köyü olmadığı gibi, aynı zamanda tam ova köyü de değildir. Her ikisi ortasında bağlantılı olabilecek bir konumdadır.

Tarım alanı yetersiz olduğundan, köylüler göç ederek, şehire ve şehrin dışındaki diğer illere gitmişlerdir.

Okuma-yazma oranı yüksektir. Hemen her meslek grubunda ve her iş alanında, birçok yönetim kademesinde çalışanı mevcuttur. Belki en çok etkili olduğu alan tıp alanıdır. Tıpta akademik anlamda sayıları yüzlere varan doktor, doçent, profesör gibi alanında etkili olan sağlık çalışanı mevcuttur.

Siyasette büyük bir etkinliği olan Artan, bir dönem milletvekili bile çıkarmıştır. Siyasette, Askeriyede, Emniyette, Eğitimde, çeşitli devlet kademelerinde memur ve yönetici pozisyonlarında çalışanı mevcuttur.

İnşaatçısı, gazetecisi, yazarı, şairi, sanatçısı gibi aydınları vardır.

Her şeyden önemlisi de Mehmet Sait Hoca (Bavıko) gibi bir âlimi bünyesinde barındırıyor.

Köyden ziyade, nüfusun kat, kat fazlası şehirde ikamet etmektedir. Ancak birleştirici ve bütünleştirici, bir araya getirecek, toparlayıcı herhangi bir organdan ve örgütlenmeden mahrum olunca, herkes kendi halinde yaşamakta ve tabiri caizse kendi yağında kavrulmaktadır.

Zaman zaman dernek kurma çalışmalarına yapılmışsa da o günün şartlarındaki bir takım sebeplerden dolayı uzun ömürlü olamamış ve kapanmışlardır. Malum, köy büyük olunca, nüfus yoğunluğu da fazla olunca, birlik ve beraberliği sağlamak, aynı görüş ve düşünceleri bir arada tutmak bir hayli zor olmaktadır

Çok küçük köylerin, hatta mezraların bile dernekleşerek, bir güç oluşturma gayretlerini görünce; “Artan’lılar için neden bir dernekleşme yoktur!” diye hayıflanmamak mümkün değil.

İşte yaklaşık bir yıl önce, bazı kanı kaynayan gençler arasında dernekleşme fikri ve düşüncesi oluşarak, hayata geçirilmeye başlandı. Bu çok güzel bir gelişmeydi ve belki bu defa “gerçek anlamda dernekleşebiliriz” diye köylüler arasında bir heyecan oluştu. Öyle de oldu. Birçok meslek grubunda çalışan onlarca genç, bazı ileri gelen büyüklerinin de görüşlerini alarak, ARTAN DER’i kurma girişiminde bulundular. Kısa bir süre durağanlaşıp, 15 TEMMUZ kalkışmasından sonra, sanki yine sekteye uğramış gibi görüntü verse de, en kısa zamanda resmi bir hüviyet kazanacak, nihayet gerçekte tabelalı bir dernek ARTAN DER kurulup, faaliyetlerine başlayacaktır. Kısa bir sürede kendini geliştiren dernek, Artan’lıların büyük çoğunluğuna ulaşarak, varlığını kabul ettirdi. Köylülerin büyük beğenisi ve hoşgörüsüyle köyün ileri gelenlerinin de takdirini toplayarak, Artan’lıları bir araya getirip, bir çatı altında topladılar, büyük bir birlik ve beraberlik örneği sergilediler. Bu amaçla Artan köylüleri olarak, aile bazında ilk geniş katılımlı toplantılarını yaparak, kendilerini deklare ettiler.

Aslında, bu belki geç kalınmış bir toplantıydı. Çok önceleri olması gerekiyordu. Hani derler ya, “un var, yağ var, su var, iş sadece yoğurmaya ve helva yapmaya kalmış” İşte öyle. Nihayet kıvamında bir helva yapma zamanı geldi. Bu defa olacak gibi görünüyor. Önemli olan köyde ve köy dışında olanları bir araya getirecek ve bir arada tutabilecek, devamlılığın sağlayabilecek bir adımın atılmasıydı. Şimdi o adım atıldı. Önemli olan sürekliliğini sağlamaktır.

Artan’lılar arasında, elbette çalışan, çalışmayan, zengin-fakir… aileler, kişiler illaki olacaktır. Belki bu vesileyle bunlar görülecek, takip edilecek ve bir takım mağduriyetlerin yaşanması, imkânlar nispetinde giderilecektir. Hak, hukuk, adalet, vicdan ve merhamet unsurları/değerleri korunduğu ve uygulandığı sürece, her türlü sonuca ulaşılacaktır.

Derneğin başkanı kimdir, yönetiminde kimler var, istişare kurulunda kimler var, o kadar da önemli değil. Önemli olan, bihakkın Allah rızası gözetilerek, görevin yerine getirilmesidir. Malum “mülk kadıya baki değildir”. Bugün ona, yarın öbürüne… Yeter ki bu iş, amaca bir takım şahsi menfaatlere araç olarak kullanılmasın, Artan’lıların faydasına olacak, sosyal yardımlaşma ve dayanışma gibi konularda, araç olarak kullanılsın.

Bugüne kadar kurulmuş olan dernekler, mevcudiyetlerini devam ettiriyorlar, neden ARTAN DER devam ettirmesin ki? ARTAN DER’in onlardan neyi eksik! Eksiklikleri yok, bilakis artılarının olduğu kanaatindeyim. Fevkalade bu işi devam ettirebileceklerini düşünüyorum.

ARTAN DER’ e olumlu bakan da olacak, olumsuz bakan da, seven de, sevmeyen de, isteyen de, istemeyen de.. Bu her zaman olmuştur ve olacaktır da.

Özellikle ARTAN DER olarak, umarım köylüler arasındaki küskünlükleri, kırgınlıkları ve sıkıntıları giderilmesiyle işe başlarlar. Bu herkes için büyük bir kazanım olacaktır.

Toplantı esnasında konuşmacıların ve dernek kurulu üyelerinin konuşmalarını, yapacakları çalışmalarını, yapmayı düşündükleri projelerine bakınca, kendine olan bu güvenlerini ancak takdir etmek, kutlamak ve başarılar dilemek kalıyor bizlere. İnşallah bu yaptıklarını, yapacaklarını ve yapmayı düşündüklerini, kültürel ve sosyal faaliyetlerini bir yayın organı çıkararak, kendilerini ifade ederler.

Hayırlı olsun yeni ARTAN DER derneğiniz/derneğimiz, hayırlara vesile olur inşallah.

Kerim BAYDAK

[email protected]