Siyaset; koltuk, makam, kişisel kazanç için değil, toplumun ortak yararı için yapılmalıdır.
İlkesiz bir siyaset anlayışı; günü kurtarır ama geleceği çürütür.
Bir ülkede adalet, eşitlik ve refah olacaksa; bunun temeli, ilkelere dayalı bir siyasetle atılır.

Ne yazık ki günümüzde siyaset, çoğu zaman kişisel menfaatlerin, dar çevre hesaplarının oyunu hâline gelmiştir.
Oysa asıl olan; halkın çıkarını, kamu menfaatini, ülkenin geleceğini her şeyin üstünde tutmaktır.

Gerçek siyasetçi; rüzgâra göre yönünü değiştiren değil, zor zamanlarda da doğrudan ayrılmayan kişidir.
İlke sahibi insan; günü değil, yarını düşünür.
Popülist değil, tutarlı olur.
Bir elinde ahlak, diğer elinde vicdan taşır.

Toplumsal çıkar, bireysel hırsların ve partisel hesapların üstünde olmalıdır.
Çünkü siyaset; halka hizmet için bir araçtır, kişisel servet veya güç için bir basamak değil.

Unutulmamalıdır:
İlkesiz siyaset güveni yok eder, güveni olmayan yerde ise demokrasi kök tutmaz.
Bugün ihtiyacımız olan şey; ilkelere sadık, halka karşı sorumluluğunu unutmayan, dürüst bir siyaset anlayışıdır.
Çünkü bu ülkenin yarını; bugün hangi ilkelerle yönetildiğine bağlıdır. Biz aynı yerdeyiz.
Dün de CHP bugün de CHP!
Pir Sultan diyor ya , " Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan"