Doktor Yavuz,  karbonmonoksit zehirlenmelerine karşın yaptığı açıklamada, sıklıkla kış aylarında sobaların tam yanmasına bağlı görülmekle beraber belli meslek gruplarında, ev ve sanayi kazalarında, egzoz gazlarına maruz kalma gibi nedenlerle de görülebildiğini kaydetti.

 Karbonmonoksit  gazının kokusuz, tatsız, renksiz, tahriş edici olmayan bir gaz olduğunu ve hastaları sessiz bir şekilde etkilediğini vurgulayan Yavuz, şunları ifade etti:

"Karbonmonoksitten etkilenen kişilerde erken dönemde baş ağrısı bulantı ve kusma gibi basit semptomlar olabileceği gibi daha ciddi durumlarda kalp rahatsızlıkları, koma ve maalesef ölümler görülebilmektedir. 
Havaların soğuması ve sobalar yakılmasına bağlı son günlerde ülke genelinde soba zehirlenmesi vakaları görülebilmektedir. Soba zehirlemesinden şüphelenildiğinde çok basit bir şekilde parmak ucundan ağrısız ve kan alınmadan yaklaşık 5 saniyede kandaki karbonmonoksit düzeyi belirlenebilmektedir. Hastaların şikayetlerin genel şikayetler olmasından dolayı, bulantı, kusma, baş ağrısı hem hastalar hem de doktorlar için tanısı atlanabilecek bir durumdur."

-"SOBA ZEHİRLENMESİ MÜCADELESİNDE ÖNLEYİCİ VE TEDAVİ EDİCİ ÖNLEMLER BİRARADA OLMALIDIR"

 Yavuz, özellikle bu aylarda baş ağrısı, bulantı, kusma, göğüs ağrısı, baş dönmesi, bayılma gibi şikayetleri olan hastaların evde sobanın bulunup bulunmadığını doktoruna söylemesi gerektiğini belirterek, "Yine bu şikayetlerle başvuran her hasta dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli soba zehirlenmesi için parmak ucu karbon monoksit  düzeyi bakılmalıdır. Acil servislerde bu cihaz (CO oksimetre) mevcut. Soba zehirlenmesi ile mücadele edilirken önleyici ve tedavi edici önlemler bir arada olmalıdır.

Önleyici önlemler arasında baca temizliği, uyumadan önce sobadaki yakıtların yandığından emin olmak gibi önlemler alınabilir. Maruziyetten sonra tedavi edici önlemler aşamasında en önemli basamak hasta ile karşılaşan ilk kişiler oluşturmaktadır. Derhal hastanın bulunduğu odayı havalandırması, mümkünse hastayı dışarı çıkarması ve 112 acil hizmetlerine haber vermesi gerekmektedir. Müdahale eden kişilerinde karbon monoksitten etkilenebileceği unutulmamalıdır."

-"KARBON MONOOKSİTİN KANDAN UZAKLAŞMASI YÜZDE YÜZ OKSİJEN İLE 5 KAT DAHA FAZLA OLMAKTADIR"

 Normal hava koşullarında kandan karbon monoksit gazının uzaklaşabildiğine değinen Yavuz, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Fakat yüzde 100 oksijen ile karbonmonoksit kandan uzaklaşması 5 kat daha fazla olmaktadır. Hastaların çoğu yüzde 100 oksijen ile tedavi edildikten sonra güvenle taburcu edilebilmektedir. Kliniği daha ağır olan, bilinç olmayan bazı hastalar yoğun bakım şartlarında, yüksek basınçlı oksijen ile tedavi edilebilmektedir. Soba zehirlenmelerinde taburcu olduktan günler, aylar sonra bile nörolojik ve psikiyatrik problemler görülebilmektedir. Yine kalp kasının oksijene duyarlılığından dolayı taburculuk sonrası birkaç günlük dönemde hastaların ağır eforlu sporlardan ve işlerden uzak durması kalp hastalıklarından korunmada yararlıdır."

-"KAPALI ALANLARDA ARAÇLARI ÇALIŞIR HALDE BIRAKMAYIN"

Doktor Yavuz, önleyici olarak, vatandaşların özelikle baca temizliği ve bakımı konusunda dikkat etmesi ve bu konuda uzman kişilerden destek alması gerektiğine işaret ederek, "Kapalı alanlarda direk kömür gibi yakacaklara ısınmaya çalışmaması, yine kapalı mekanda arabanın çalışır vaziyette ısınmaya çalışılması egzoz gazına maruziyet, üzücü olaylara sebep olabilmektedir. Bu konuda dikkat edilmelidir."dedi.

Kaynak : PHA
Kaynak: pha