Her sabah yeni bir gün doğarken,

Bir gün de eksilir ömürden;

Her şafak bir hırsız gibidir

Elinde fenerle gelen.

Aslında ezberim hiç de iyi değildir. Ancak nedense geçen gece birden bu dörtlük dilime dolanıverdi. Hemen kitaplığıma koştum ve Hayyam’ın dörtlükleriyle güneşin ilk ışıklarını buldum.

Dedim ben artık bu kızıl şarabı içmem;

Üzümün kanıymış bu, ben kan dökmek istemem.

Gün görmüş aklım şaşırdı: sahi mi? Dedi;

Yok canım dedim; şaka, ben nasıl içmem!

Hayyam’ın buna benzer çok dörtlükleri var. Ve çoğu kişi bu dörtlüklere bakarak onu gününü gün eden ayyaşın teki olarak kabul eder.

Veya

Beni özene bezene yaratan kim? Sen!

Ne yapacağımı da yazmışsın önceden.

Demek günah işleten de sensin bana;

Öyleyse nedir o cennet cehennem?

Bu dörtlüğe bakarak onu dünya ötesini inkar eden asinin teki olarak da düşünebiliriz.

Yoksulla, yoksulluğa yakın ettin beni;

Dertlere gurbetlere alıştırdın beni;

Yakınların ancak erer bu mertebeye

Tanrım, Ne hizmet gördüm de kayırdın beni?

Yoksa bu dörtlüğe bakarak onu ermiş olarak mı görsek? Aslında o ne ayyaş ne asi nede ermiş. ( beklide hepsi) Hayam hayata sıkı sıkıya sarılmış aldığı nefesin her anını değerlendirmek isteyen, tarihe tanıklık etmiş, felsefi yönü ağır basan çağının önemli bilim adamlarından birisidir. Eğer öyle olmasa nasıl yazabilirdi şu aşağıdaki dörtlüğü.

:

Varlığın sırları saklı senden benden;

Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben

Bizimki perde arkasında dedi-kodu;

Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.

Daha çok Ömer Hayyam adıyla bilinen Ebül Feth Ömer Bin İbrahim, Nişapur’da doğmuş. Atalarının mesleğinden ötürü, Hayyam (çadırcı) takma adıyla anılmış. Yaşamı konusunda çok az bilgi varsa da Matematik, Felsefe, Gökbilim, Mantık öğrenimi gördüğü müderrislik yaptığı bilinir.

Başlıca yapıtları arasında Muhtasar Fi’l-Vucut (varlığa ilişkin bilgi özeti) Muhtasar Fi’l- Tabiat ( fizik konuları özeti), El-Cebr(cebir), El-Kevn ve’t-Teklif (oluş ve görüşler), Revzat-ül-Ukul (akıllar bahçesi), Mizan-ül- Hikem ( bilgelikler ölçüsü, Rubaiyat (dörtlükler) sayılabilir. Daha çok dörtlükleri ile bilinen Hayyam’ın en önemli özelliği çağının sayılı gök bilimcilerinden birisi olmasıdır. Sözü yine Hayyam’la bitirelim.

Akılla bir konuşmam oldu dün gece;

Sana soracaklarım var, dedim;

Sen ki her bilginin temelisin,

Bana yol göstermelisin.

Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?

Birkaç yıl daha katlan, dedi.

Nedir; dedim bu yaşamak?

Bir düş, dedi; birkaç görüntü.

Evi barkı olmak nedir, dedim;

Biraz keyiflenmek için

Yıllar yılı dert çekmek, dedi.

Bu zorbalar ne biçim adamlar? Dedim;

Kurt, köpek, çakal makal, dedi.

Ne dersin bu adamlara, dedim;

Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.

Benim bu deli gönlüm, dedim;

Ne zaman akıllanacak?

Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.

Hayyam’ın bu sözlerine ne dersin, dedim;

Dizmiş alt alta sözleri,

Hoşbeş etmiş derim, dedi.

İyi ki hoşbeş etmişsin bilge insan, iyi ki.

ASIM ÖCAL